Şeyhlerin kalplerini hıfzetmek, onlara karşı saygılı ve edepli olmak, kendilerinden zuhur eden şeyleri kabul etmek, hiçbir hususta itirazda bulunmamak demektir. Şeyh; yaşlı, ihtiyar, pîr, hoca, mürşid ve rehber gibi manalara gelir...
Zâhid sûfîlerden Ebu Nasr Bişr b. Haris Hâfî, aslen Merv’den olup Bağdat’ta yaşamış ve burada vefat etmiştir. Ali b. Haşrem’in kız kardeşinin oğludur. 227 (/841) senesinde vefat etmiştir. Şanı büyük bir zat idi...
Ey cemaat! Allah'ı anlayın. O'nun şanına bilgisizlik yakışmaz, cahil olmayın. O'nu bilin ve itaat edin. Muhalefet ne demek? O'nun yoluna baş koyun. Allah'ın bütün hükümlerine razı olun, niza ve çekişme ayıp olur...
Utbe ve Şeybe b. Rebia; Taif dönüşünde Peygamberimiz aleyhisselâmı perişan halde gördükleri zaman, aradaki akrabalık, kendilerini Peygamberimize karşı gayrete getirdi:..
Kabz, darlık sıkıntı, ruhun üzüntülü, dertli, elemli ve endişeli olması hâli, akıl ve kalpteki verimsiz ve kısır hâl, celali tecellileri müşahede hâli. Bast; neşe, sevinç rahat ve huzur hâli. Ruhun feyz, kalbin ilham alma hâli, Cemâli tecellileri müşahede hâli...
Hz. Aişe (r.anhâ) şöyle anlatmaktadır: “Rasûlullâh (s.a.s) Medine’ye gelişinde bir gece uyuyamadı ve:..
Yazık sana! Onlardan olduğunu iddia ediyorsun. Göster alametini? Bilelim. Laf çokluğu burada iş görmez. Hakk'a yakın olduğuna delil göster...
Amr b. Cemuh, çok topal ve aksaktı. Kendisinin yetişmiş, aslan gibi dört oğlu olup, Peygamberimiz aleyhisselâmla birlikte savaşlara katılırlardı...
Kur’an’da, faiz ile ilgili dört farklı sûrede olmak üzere sekiz âyet nazil olmuştur. Bunlardan beşi Bakara sûresinde, Âl-i İmrân, Nisâ ve Rûm surelerinde de birer âyet bulunmaktadır...
Tasavvuf ıstılahlarından heybet ve üns; kabz ve bastın üstünde iki hâldir. Nitekim kabz havfın üstünde bir mertebe, bast da recânın üstünde bir derecedir...
“Sûfıyye” ismi mutasavvıflar taifesinin adı haline gelmiştir. Müfredinde, sûfi adam denilir. Sûfiler cemaatine ise sûfiyye adı verilir. (İrâdesi ve cehdi ile benzeme yolu ile) bu mertebeye vâsıl olmak isteyenlere mutasavvıf, mutasavvıflar topluluğuna ise “mutasavvıfa” ismi verilmektedir. Bu ismin A..
“Bu iş (tarikat işi)kılık kıyafetle olmaz. Allah’ın (c.c) nurunu elbisede aramayın” buyururdu. Kendisi de halktan farklı giyinmezdi...
Bir zat Davud’un yanına girmiş ve ona bakmaya başlamıştı. Davud bu zata: “Bilmiyor musun ki, velîler lüzumsuz konuşmalar kadar lüzumsuz bakışlardan da hoşlanmazlar” demişti. ..
Evladım! Dünya ve ahret saadeti ancak Allah’ı zikirdedir. Allah’ın zikrini yapanlar dünya ve ahret selamet ve saadetine ererler. Şeriatla tarikatla amel edenler muvaffak olurlar. Yolumuz, şeyhimiz, mürşitlerimiz, pirlerimiz büyük zatlardır. Kuvvetli bir yoldur. Büyük bir caddedir. Çalışan mahru..
"Rablerine dönecekleri için yapmakta oldukları işleri kalbleri ürpererek yapanlar var ya, işte hayır işlerine koşan ve hattâ bunun için yarışanlar onlardır (Mü’minûn, 60-61) âyet-i kerimeleri nâzil olmuştu...