Meşhur şair Ferezdak’ın dedesi Sa’saa bu işi yapanlardan, çocukları üç deve karşılığında kurtarıyordu. Bu şekilde çukura gömülmekten kurtardığı çocukların sayısı 300’den fazla idi...
Kan Aldırmak Orucu Bozar mı? Ebû Sa‘îd (r.a) anlatıyor: Rasûlullâh (as) buyurdular ki: “Üç şey vardır orucu bozmaz: Hacamat olmak (kan aldırmak), kusmak, ihtilam olmak.”..
Akraba da olsa, zaruret olmadıkça, bir kabre, iki kişi gömülmez. Ancak ihtiyaç halinde bu caiz olur. Örneğin Bedir Savaşı'nda kefen bulunamadığı için bir kabre iki şehid gömülmüştür...
Bu üç terim açık (bedihî) bilgileri ifade eder. Yakîn öyle bir ilimdir ki, bu bilgiye sahip olan kimse ulemâ dilinde kullanılan manada ve mutlak olarak şüpheye düşmez...
Amr İbnu’l-Âs (r.a)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah şöyle buyurdu: “Bizim orucumuz ile Ehl-i kitabın orucu arasındaki en önemli fark sahur yemeğidir.” (Müslim, Sıyâm/45; Ebû Dâvûd, Savm/15)..
O, ödüle erişmek istiyordu. Ama bir insanın neye erişeceğini, Cenâb-ı Hak bilirdi. Bakalım Büreyde, “yüz deve” diye ısrar mı edecek?..
Bunun üzerine Nebiyy-i Muhterem (s.a.v.), çevresinde kümelenmiş olan ashabına: “Şu açı kim doyurur? Kim misafir eder?” diye sordu...
266. Mücâhid'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Lokman Hekim (as) kalın dudakları, geniş tabanları olan Habeşli bir köle idi. İsrailoğullarına baş kaldırmıştı."..
Gavsü’l-Azam Şeyh Abdülkadir Hazretleri bir gün ders verirken üzerine kocaman bir yılan düştü. Şeyhin etrafında bulunanlar korkup kaçtılar...
Hadis âlimleri, çok yüksek insanlardır. Râvîleri ile beraber, yüz bin hadîs-i şerîfi ezbere bilene "hâfız" denir.İki yüz bin hadîs-i şerîfi ezbere bilene "şeyhu'l-hadîs" denir. Üç yüz bin ezberleyene, "huccetü'l-İslâm" denir. ..
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Allah'ı zikretmek için bir mecliste oturanları, melekler, halka çevirerek kuşatırlar. Allah'ın rahmeti kendilerini kapsar ve Allah Teâlâ, onları nezdinde bulunan kimselerin yanında anar." (İmam Ahmed, Ebu Ya'lâ ve Taberânî) "Sadece Allah rızası için bir araya geli..
Azîz Mahmûd Hüdâyî'nin yükselmesi bâzı talebelerin kıskançlığına yol açtı. Durumu sezen Üftâde hazretleri, onun samimiyetini göstermek istedi. O sırada mevsim kış idi...
Daha sonra Dinarkom köyüne tayin olunan Alvarlı Efe Hazretleri, I. Dünya Savaşı’na kadar burada kalmış, 16 Şubat 1916’da Rusların Erzurum’u işgali üzerine, Erzurum’a göçerek, babasını Erzurum’a bırakıp.....
"... sanki yıl orucu tutmuş olur." Yani bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi olur, buyruluyor...
Allahu Teâlâ’ya (c.c.) sonsuz hamd ü senalar olsun. Sevgili Peygamberimize (s.a.s.) ve pak, temiz âl ve ashâbına salât ve selâm olsun. Bir Ramazan-ı Şerif ayını daha geride bırakıp, bayrama kavuşturulduk… Bunun için ne kadar şükretsek azdır… Oruçlar tutuldu, teravihler kılındı, şeytanlar bağlı oldu..