Ebu Osman’a şöyle bir soru soruldu: Biz Allah Teâlâ’yı zikrediyor, fakat bunun zevkini ve halâvetini kalbimizde bulamıyoruz...
Yıl 1699... Osmanlı, Karlofça'da Avusturya, Lehistan ve Venedik ile ayrı ayrı barış anlaşmaları imzalamıştı. Bu antlaşmadan kısa bir zaman sonra, 14 temmuz 1700 senesinde de, Rusya ile karşılıklı olarak silah bırakılmasına karar verildi...
Tasavvufun Menşei: Hz. Peygamber döneminde tasavvuf kelimesi kullanılmıyordu. Ama bir ruh hayatı olan tasavvufu Efendimiz ve ashabının yaşayışlarında bulmamız mümkündür. Hicri 200 yılından önce dünyayı bırakıp nefislerini Allah ile geçiren, riyazet yoluyla ruhi kabiliyetlerini geliştirenlerin yoluna..
Abdullah b. Abbas (r.a) tan rivayet edildiğine göre, Hz. Ali, Hz. Fâtıma ile evlenirken Resulullah (s.a.s) kendisine; "O'na bir şey ver" dedi. Ali: "Bende bir şey yok"deyince de; "Hutamî zırhını verebilirsin" buyurdular...
"Bir defasında kadınlar Hz. Peygambere: ‘Ya Rasûlellah! Erkekler (seni dinleme konusunda) bizi geçiyorlar.....
Kâbe’yi tavaf ederken Fezâre Oğullarından adamın biri, her nasılsa Cebele’nin eteğine basmış, o da adama aniden bir tokat atmış ve mesele.....
Hanefi mezhebinde hac dışında namazları birleştirme yoktur. Yolculukta kılanlar ise şafii mezhebini takliden kılmaktadırlar...
1492’de, Sultan Bayezid-ı Velî devrinde, Galata sırtlarındaki Theodore Manastırı’nın harabeleri üzerinde yeni bir bina yükseldi: Galata Mevlevîhanesi...
Tasavvufun menşeini teşkil eden Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimiz, aynı zamanda tasavvufî şiirlerin de membaıdır...
Sâlik merâtib kat ' eder Tekrâr-ı Hû yâ Hû ile Âşık hicâbı ref ' eder Ezkâr-ı Hû yâ Hû ile ..
Evliyanın sözlerine kibâr-ı kelâm denir. Velîler peygambere vâris olan zâtlardır. Binâenaleyh onlar, zuhûr etmedikçe ve gönüllerine ilhâmât havale olunmadıkça mümkün mertebe söz sarf etmezler...
Dünya üzerinde vukua gelen ve birçok insanın ölmesine, çok büyük zararlarına yol açan, hepimizin korkup tir tir titrediği başta depremler olmak üzere, rüzgâr ve benzeri olaylar karşısında insanoğlu acizdir...
İsimleri yalnızca anılan seçkin ashab hakkında, "radıyallahü anh" deriz. Bunlardan iki kişi için, "radıyallahü anhüma" ve ikiden çok kimseler için de "radıyallahü anhüm" deriz...
Buharî'de, İbnü Ömer (r.a)'den gelen şöyle bir rivayet vardır: "Hz. Ömer mescidin kapısında satılık bir (yani ipekli çitari nev'inden yollu bir elbise) gördü...
...Çinliler padişahtan yüz çeşit boya istediler. Padişah hazinesini sanatkârların emrine verdi. Padişah hazinesini sanatkârların emrine verdi. Çinliler'in istediği boya malzemeleri her sabah kendilerine verildi...
Hz. Peygamber’in zevceleri, mü’minlerin anneleridir. Bu husus, Kur’ân-ı Kerim’de şöyle belirtilir: “Mü’minlerin, Peygamberi kendi nefislerinden çok sevmeleri gerekir. O’nun eşleri, mü’minlerin anneleridir...”[Ahzâb, 33/6]..