Hz. Ali (ra) şöyle anlatır: Rasûlullah (sav) zamanında Medine sokaklarından birinde yürümekte olan bir adam, yine yolda yürümekte olan bir kadına baktı. ..
Sadaka taşı, iki metre boyunda mermer bir sütun. Üstünde bir çukur var. Geçen asırda, yolu buraya düşenlerden hal ve vakti yerinde olanlar, mermerin üstündeki çukura birer miktar para bırakırmış...
“Efendimiz Aleyhisselam; üzerinde siyah yünden dokunmuş nakışlı bir örtü olduğu halde, sabahleyin evden çıktı...
Fitneye tutulmuş çarpık kimselerin zannetiği şeyler melametilerde yoktur. “Kalenderiyye”, kalp temizliğinin verdiği sarhoşlukla.....
Allâh, mahlûkları ile sana ezâ ettiriyor. Bunu onlardan yüz çevirmen için yapıyor. Böyle yapınca, sen onlardan soğuyorsun. Allâh, kendine döndürmek, seni her şeyden koparmak için böyle yapıyor...
İbrâhim bin Ethem Hazretleri şöyle dedi: “Evet! Ben fakirliğin değerini görünce onu satın almak için büyük bir memnûniyet ve rızâ ile Belh ülkesini verdim.”..
Rasûlullah (sav), hiç kimsenin kendisini arkadaşlarından farklı görmesini sevmezdi. Bir sefer esnâsında, ashâbından koyun kesip pişirmelerini istemişti...
Akıllı ol. Yalancı olma. Allah'tan korktuğunu söylüyorsun; fakat halktan biri seni tehdid etse korkuyorsun. Hiç kimseden korkma. İnsanlar sana bir şey yapamaz. ..
Yolculuktan dönen kimsenin bazı usûl ve erkâna dikkat etmesi gerekir. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:..
Birisi, Şiblî’ye (r.a): “Seni mahzun bir halde görmemin sebebi nedir? Hakk seninle, sen de Hakk'la değil misin?” dedi. Şiblî dedi ki:..
Hayat merdivenlerini yavaş yavaş tırmanırken gözlerimiz, merdivenin sonunda üç önemli noktaya takılıyor. Bu merdivenden geriye dönüş yok, ileriye gitmeye mecbursun. Önünde bir ölüm kavşağı var, buraya da uğramaya mecbursun. Ölümden sonra hesap başlıyor, bu hesabı da vermeye mecbursun. ..
Yaklaşık on yıl süreyle insanlardan ayrı uzlet ve halvet hayatı yaşadım. Bu on yıllık süre içinde, burada sayamayacağım pek çok sebeple; kimi zaman bizzat tadarak, kimi zaman kesin bilgi ile, kimi zaman da imana dayalı bir kabul ile şunu kesin olarak anladım:..
Abdulkadir Geylânî daha doğmadan büyük veli olacağına dair kerametler görülmüştür. Babası rüyasında Peygamber Efendimizi (s.a.v), ashâb-ı kiramı ve sair evliyayı görmüş, Peygamber Efendimiz, kendisine evladının çok sâlih bir kimse olacağını haber vererek şöyle buyurmuştur: “On iki imam dışında bütün..
Sehl b. Sa’d derki: “Bir kadın, Rasûlullâh aleyhisselâma gelerek: ‘Yâ Rasûlallah! Ben kendimi sana hibe etmeye, bağışlamaya geldim!’ dedi. Rasûlullâh (a.s), kadına baktıktan sonra, başını önüne eğdi...
...Yiğitlik bu mısraları cenaze günlerinde hatırlamak ve okumak değil, hayatımızın her safhasında, para ve sıhhat nimetleriyle beraber olduğumuz zaman hatırlamak ve gereğini yapmaktır...