Merhum Ali Ulvi Kurucu, hatıralarını anlattığı muhteşem kitabında Hz. Peygamber'in ümmetine emrettiği dokuz hasleti dedesi Hacı Veyiszâde’nin yorumlarını da katarak gayet sarih bir şekilde izah etmektedir...
Mekke fethedilmiş, Allah Rasûlü (s.a.s) burada uzun bir süre kalarak idari, sosyal ve dini hayatı düzene sokmaya çalışmıştı. Bu durum uzadıkça Ensar'ın huzursuzluğu artıyordu...
Peygamberliğin Medine döneminde, Hudeybiye Antlaşması’ndan Mekke’nin Fethi’ne kadar yaklaşık iki yıl devam eden barış dönemi dışında Mekke müşrikleriyle ve diğer müşrik Arap kabileleriyle ilişkiler genellikle mücadele ve savaş şeklinde geçmiştir...
Hz. Ömer, Hz. Peygamberin ashabı arasında “adalet” denilince ilk akla gelen isimdir. Yine o; Allah’ın emirlerini yerine getirmedeki gayreti, ciddiyeti ve kararlılığı ile bilinir. Ömer’in bulunduğu yerde; batılın, haksızlığın, adaletsizliğin ve zulmün vuku bulması mümkün olmadığı için Hz. Peyga..
Hz. Peygamber (sav.) Efendimiz şöyle buyurdu: "Müslüman, müslümananın dilinden ve elinden selamette olduğu kişidir.....
İlk müslümanlar arasında çeşitli sıkıntılara göğüs gerenlerden biri de Abdullah b. Mes’ud Hazretleridir. Hz. Peygamber, Erkam Hazretlerinin evini karargâh edinmeden önce İslâm’a girmiştir. ..
Buhârî’de Ebû Hüreyre’den (r.a) nakledildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.s) Necd tarafına bir askerî birlik göndermiş, bölgede yürütülen askerî hareket neticesinde Benû Hanîfe’den Sümâme b. Usal adlı biri esir alınarak Medine’ye getirilmiş ve Mescidin direklerinden birine bağlanmıştı...
Hz. Peygamber bir hadisinde "Bizim orucumuzla Ehl-i Kitap'ın [Yahudi ve Hristiyanlar] orucu arasındaki fark, sahur yemeğidir" buyurmuşlar. Diğer bir hadisinde de: "Her kim yalan söylemeyi ve yalanla iş yapmayı bırakmazsa, onun yeme-içmesini bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur." buyurmuşlardır...
Abdullah b. Amr şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber’e :“Ey Allah’ın Rasûlü! Zikir meclislerinin ganimeti nedir? Diye sordum. “Zikir meclislerinin ganimeti cennettir cennet!” buyurdular...
Hidayet rehberi ve tek örnek olarak gönderilmiş olan Hz. Peygamber’in (s.a.s), Allah yoluna çağırıcı vasfına binaen kendisine uyulmasını istemesi pek tabiîdir. ..
Cenâb-ı Allah, O’nu medh ettiği için biz de O’nu sever ve O’nun getirdiklerine uyarız. Kıyamet günü şefaat sahibi olduğu için O’nun şefaatini umarız. Ravza’sının başında buluşmayı arzu ederiz. Oradaki, adetleri yıldızlardan daha çok olan güzel mi güzel kâselerden dolu dolu içmeyi umarız. O’na salât ..
"Sizden öncekilerin yoluna adım adım, karış karış tabi olacaksınız. Hatta bir kertenkele deliğine girseler siz de gireceksiniz.' Derler: 'Ya Resulullah, Yahudi ve Hıristiyanlara mı uyacağız?' Hz. Peygamber (s.a.s) der: 'Ya kime?' (Tabii onlara uyacaksınız)."İbn Mace, Fiten: 17, nr. 3994..
Hz. Peygamber, câhiliye döneminde elçilik görevini yürüten Hz. Ömer’i Kureyş müşriklerine göndererek savaş yapılmamasını teklif etti. Ancak mağrur Mekkeliler, bu teklifi kabul etmediler. Onlar, bu durumu lehlerine çevirmeyi, yapılacak savaş sonunda İslâm'ı ve Müslümanları ortadan kaldırmayı planlamı..
Bir gün evinden çıkan Hz. Peygamber, iki meclis görmüş. Birinde Allah’a dua, diğerinde ilim talim ediliyormuş. Buyurmuş ki: “Şunlar Allah’a dua ediyor ve O’ndan bir şeyler istiyorlar. Yüce Allah dilerse istediklerini verir, dilerse vermez. Berikiler ise halka ilim öğretiyorlar ve Allah beni muallim..
Hz. Peygambere vahy edilen emirlerden ve ahlaki kurallardan biri de onun adalet ölçülerine uyması, etnik kökeni ve inancı ne olursa olsun herkese ve her şeye adaletle davranması ve kesinlikle zulümden uzak durmasıdır. ..
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'in yapısında temizliğe karşı görülmemiş bir düşkünlük vardı. Birini kirli elbise giymiş halde görünce: "Bu adam elbisesini yıkamaktan âciz mi?" buyurmuştu...