Mustafa, bir gün, dostlarından birinin cenazesiyle ve dostlarla mezarlığa gitti. Onun mezarına toprak doldurdu, tohumunu yeraltında diriltti. Bu ağaçlar, toprak altındaki insanlara benzerler. Ellerini topraktan çıkarıp; halka doğru yüz türlü işaretlerde bulunurlar, duyana söz söylerler. Yeşil dill..
Ashab'ın ve Âlimlerin Sözleri: Ebû Derdâ (r.a) şöyle demiştir: 'Allah'a yemin olsun, siz ya iyiyi emredecek, kötüyü yasaklayacaksınız veya Allah Teâlâ size zâlim bir sultanı musallat kılacaktır ki, o sultan sizin büyüklerinize hürmet, küçüklerinize merhamet etmez. Sizin iyileriniz onun aleyhinde bed..
Evladım! Dünya ve ahret saadeti ancak Allah’ı zikirdedir. Allah’ın zikrini yapanlar dünya ve ahret selamet ve saadetine ererler. Şeriatla tarikatla amel edenler muvaffak olurlar. Yolumuz, şeyhimiz, mürşitlerimiz, pirlerimiz büyük zatlardır. Kuvvetli bir yoldur. Büyük bir caddedir. Çalışan ma..
Âlimler, İmam-ı Azam’ın takvası, ibadeti ve zühdünde icma etmişlerdir. Kalbi ahlaki kötülüklerden arı, her çeşit faziletle süslü, Allah ve Resulü’nün getirdiklerine sıkı sıkıya bağlıydı. İmam Abdullah b. el-Mübarek: “Ebu Hanife’den daha çok Allah’tan korkan birisini görmedim.” [18] demektedir. Abd..
Günlük hayatımızda ve bilhassa namazın içinde, dualarımız arasında, topluca ve tek başına yapılabilecek bu vazifenin mahiyeti, kimlere getirilebileceği, hükmü ve önemi: "Salât" kelimesi lügatte; dua, namaz, rahmet mânâlarına geldiği gibi kendisinden türetilen bazı fiillerinde bereket mânâsı da vard..
22. "Hak kapalı değil açıktır. Perdeli olan sensin. Sen kendine bakmayıp başka şeye bakıyorsun. Sen perdeli olduğun için Hakk'ı göremiyorsun. Ayıplarını bul, perdeyi kaldır." 23. "Ey derviş sakın ha! Hak'tan başkasından bir şey bekleme. Veren O'dur. O halde veren varken başkasından isteme." Bir şe..
Osmanlı padişahı Yıldırım Beyazıt Han’ın bir meseleden dolayı mahkemeye gelip şahitlik yapması gerekmişti. Ancak Bursa kadısı Molla Fenârî, hiç çekinmeksizin padişahın şahitliğini reddetmiş, mahkemede şahitlik yapma liyakatinde olmadığını iddia etmiş, gerekçe olarak da padişahın cemaatle namaz kı..
Bedir muhârebesi mücâhitlerinden Ka’b bin Mâlik (r.a) Tebük harbinde İslâm ordusundan geri kalmış, daha sonra da harbe iştirak etmemişti...
Ebû Hüreyre (r.a) şöyle rivayet etmektedir: "Bir gün bir adam, Resulullah'ın yanında bulunduğu sırada Ebû Bekir'e geldi ve ona hakaret etmeye başladı...
İlahilerin söylendiği, derin manaların tefekkür edildiği, ihvan ile muhabbetin çaylar eşliğinde demlendiği güzel mi güzel bir gün! Tarih 10 Temmuz 2012. Nevşehir´in Kozaklı ilçesinde mürşidimiz Abdullah Demircioğlu ile adeta cennetten bir köşede hasbihal edilip meşk edildi. Hatıra içinde hatırala..
Osmanlı’nın özünü ve temellerini besleyen manevî unsurların en başında “ilâ-yı kelimetullâh aşkı ve peygamber sevgisi” gelmiştir. Peygamberimize ve mukaddes beldelere hürmet, muhabbet, hizmet ve sadakat, soylu ceddimizin her daim şiarı olmuştur. Padişahlar, devlet işlerinin aksamaması için şeyhülis..
Kâdirî tarikatı Hâlisiyye piri eş-Şeyh Abdurrahman Hâlis (k.s); güzel ahlak sahibi, duası makbul, hatırnâz bir meşayıhtı. Şeyh Hâlis’e özel bir kurye ile mektuplar göndererek, tarikatının yayılması için halifelerinden birisinin Sivas’a görevlendirilip gönderilmesini istemişler ve isteklerini defala..
Allah Teala'nın havass kullarının orucu, şu altı organı muhafaza etmekle gerçekleşir: 1. Gözü kısarak bakışta derinleşmemek. 2. Kulağı bir haramı dinlemekten, günahtan korumak ve batıl ehlinin sohbetine katılmamak. 3. Dili, kendisini ilgilendirmeyen hususlara müdahil olmaktan muhafaza etmek, söyl..
İşitme ve dinleme anlamına gelen semâ‘; tasavvufta, güzel sesle okunan Kur’ân’ı ve dinî konularla ilgili şiirleri dinleme anlamına gelir. İlk sûfîlerden itibaren güzel sesle Kur’ân ve teması din olan şiirlerin okunmasına, bu tarzda okunan Kur’ân-ı Kerim’i ve bu nitelikteki şiirleri dinlemeye büyük ö..