Dünya, her gün bir yerde açılan pazara benzer. O, bir çarşıdır; satış yapılır, yakında da kapanır. Ona gönül kaptırma; kalp gözlerini ondan çevir. Halkı varlık sahibi görme; asıl hak sahibini görmeye gayret sarf et. Kalbin daima temiz kalmalı. ..
• Biz, dönüp yine efendimize, yaratanımıza gidenlerdeniz; hem de tertemiz bir özle! Çünkü biz, O’na isyan edenlerden değil, emirlerine boyun eğenlerdeniz! • Efendimiz ne diye bizi satın almaya kalkışır? Zaten biz, kendimizi O’na satmışız! • Acıkan kişi fazla yerse, mide fesadına uğrar! Fakat biz, ..
Evliyanın büyüklerinden, Ariflerin ileri gelenlerinden olan Hacı Ömer Hüdai Baba Hz.leri, 1821 yılında Harput´un mürü köyünde dünyaya gelmiştir. Gençlik yıllarında gönüllü olarak asker ocağına kaydoldu ve kır serdarlarına reis oldu...
Psikologlar: “İnsan, sevme yeteneğini sevilerek kazanır. Sevmeden önce sevilmeyi öğrenir” derler. Buradan yola çıkarak diyebiliriz ki, çocukluğunda sevgi görmemiş insanlar, başkalarını da kolay kolay sevemezler. Kişiliklerinde büyük bir boşluk oluşur...
Hâlisiye kolu; eş-Şeyh Ziyâuddin Abdurrahman Hâlis Kerkükî (k.s) Hz.leri tarafından kurulmuş ve “Hâlis” ismine izâfeten “Hâlisiye” olarak tanınmıştır. Şeyh Abdurrahman Hz.leri; kelime-i tevhîd ve lafza-i celâl zikirlerinin yapılışında bazı yeni usuller koymuş ve bu ictihâdıyla “Pir” unvanını almıştı..
Enes b. Mâlik (r.a)'tan rivayet edilmiştir: “Resulullah (s.a.v.), Uhud dağına bakıp: “Doğrusu Uhud, bizi seven bir dağdır. Biz de onu severiz” buyurdu...
"Lâ ilahe illallah" yüce, değerli, paha biçilmez bir sözdür ki ona yapışan selâmete kavuşmuş ve azaptan korunmuş olur. Bir hadis-i şerifte, "İnsanlar 'lâ ilahe illallah' diyene kadar onlarla savaşmakla emrolundum. Bunu dedikleri zaman kanlarını benden korumuş olurlar" buyurulmuştur...
Kâbe-i Muazzama'nın güneyinde, yüksekçe bir yerde, Hz. Erkam'ın evi bulunuyordu. Kabe'ye güney tarafından gelmek isteyen bu evin önünden geçmek durumunda idi. Ev yüksekte olduğundan Kabe rahat olarak görünürdü. Ayrıca Hz. Erkam, Mekke'nin ileri gelenlerinden, itibarı çok olan bir zât idi ki, herkes ..
Annesi Babası kendisinden razı olmadığı kimseler cennet kokusunu duyamayacaklardır...
Rasûlullah (sav)'in ikramına nail olan sahabedir. Cerir b. Abdullah el-Becelî radıyallahu anh yüzünde melek nişanesi bulunan, yakışıklı bir yiğit... Cahiliye devrinde "Yemen'in Kabe'si" diye bilmen Zülhalesa tapınağını yıkan bir kahraman.Yemen aşiretlerinden Becîle kabilesinin reisi.....
Tasavvufta insanı dinin kerih gördüğü, yapılmasını tavsiye etmediği ve yapıldığında Allah’ın rızasına uygun düşmeyen fiil ve davranışlara sürükleyen duygu, düşünce, zevk, emel, gaye, vs. kaynağına genellikle “nefis” ismi verilmiş ve onunla ömür boyu mücadele içerisinde bulunmak gerektiği belirtilmiş..
Evliya Çelebi Seyahatnamesi‘nde Nalıncı Memi Dede’den şöyle söz eder: Nalıncı Memi Dede, Bergamalı‘dır. Unkapanı Araplar Camii karşısında bir dükkânda nalıncılık yapar. Ölümünden sonra da bu dükkân, nalıncılık işinden başka bir iş kullanılamaz. Abdi Çelebi, hayatında eline keser almadığı halde bu d..
Allah Teala'yı hakkı ile takdir eden alimler, Allah Teala'ya dünyevi çıkarlarını koruması, maksatlarına ulaşmalarını sağlaması için tevekkül etmezler. Onlar tevekküllerinde arzuladıkları takdirin gerçekleşme sini, istemedikleri hükümlerin değiştirilmesini, Allah Teala'nın sabık iradesinin kendi a..
Gözümüzün nuru kalbimizin sürûru ve yazımızın ana merkezi olan Allah’ın Habibi aleyhissalâtü ve’s-selam Efendimize, ilimler adedince Salât ve Selâm O’na olsun. Abdullah Efendi Hz.lerinin bizlere öğrettiği: ‘Allahümme salli ve sellim ve bârik ‘alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ seyyidinâ Muhammedi..
Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurdu: “Bir kimse ki, kendi gibi yaratılmışa dayanır, o melundur.” Melun: Lanete uğramış, herkesin nefretini celbeden kimse, demektir. Hayret. Çoğu kimseler, bu lanet halkasına takıldı, hayret. Halkın çoğu aynı yolda. Allah'a dayanan, bir tane denecek kadar a..
Konuya serlevha yapılan bu söz, âlemlere rahmet olarak gönderilen Rasûlullâh’a aittir. Olay şöyle olmuş ve gelişmiştir. Bir meclis kurulmuş, meclisin başında O, dinleyiciler de sahabiler… Saçı-başı dağınık bir kişi uzaktan göründü. Belli ki bir sıkıntısı var, onu halletmeye geliyor. Konuşuyor, bir ..