Hz. Lokman, ismi Kur’ân’da da geçen, peygamber veya veli olduğu hakkında kesin bir bilgi bulunmayan bir mana büyüğüdür. Hazret-i Lokman ilim ve hikmetiyle dillere destan bir zattır. Bunun içindir ki kendisine Lokman Hakîm, denmiştir. ..
İmam Nevevî ve Duası, büyük İslâm âlimi ve şüphesiz Allah’ın sevgisini kazanmış büyük evliyasından biri olan İmam Nevevî Hazretleri’nin ibretli hayatını ve her gün okumayı âdet haline getirdiği zikir ve duasını içeren kıymetli bir eser...
İslâmî disiplinlerin bir konuda öncelikle başvuracakları temel kaynaklarından ilki Kur’ân’dır. Kur’ân bu konumunu Allah kelamı ve ilâhi emirlerin yazılı bir metni olmasından almaktadır. Hz. Peygamber (s.a.v.) ise Kur’ân’ı tebliğ, tebyîn ve uygulayan Allah’ın elçisidir. Bu yüzden dini ilimlerle alaka..
Hakk’ın kuvvetini, kudretini görmeden halkın elinden tek şey almam. Hakk’ı görmeden, halktan bir şey almamaya yeminliyim; bir lokma dahi almam. Ne yerim, ne içerim, öldüğüm zaman da Aziz ve Celil olan Hakk’a uçarım...
Allahu Teâlâ, Efendimiz aleyhisselama “Habibim” buyuruyor. Habib, sevgili demektir. Şimdi İmam-ı Gazalî, İmam-ı Kastalânî hazretleri gibi İslâm âlimlerinden naklen Allahu Teâlâ’nın sevip sevmediği kimseleri bildirelim! ..
İmâm-ı Şiblî (k.s) bir adama: - Nereye gidiyorsun? - Hacc’a. - Öyle ise iki çuval götür, onlara orada rahmet doldur ve onları giy, bize getir ki, haccdan nasibimiz olsun, kalana onu verelim, ziyaret edeni onunla ağırlayalım...
Anlatmak için anlamak gerekir. Hemen bir soru ile başlayalım. Kaç kişi anlıyor ve kaç kişi anlatabiliyor? Hele hele İslâm dininin bünyesinde mevcut tasavvufî hayatı anlamadıktan sonra onu anlamak ve anlatmak mümkün mü? Yapılan Mevlânâ’yı anma törenlerine bu merkezden bakmak lâzımdır. Saz ve diğer â..
Vecdin hakikati ve mahiyeti hakkında halkın uzun konuşması vardır. Halktan, sûfileri ve dinleme ile ruhlar arasındaki münasebet yönüne bakan hakîmleri kastediyorum. Bu bakımdan biz, onların sözlerinden, lafızlar ve deyimler nakledelim. Sonra oradaki hakikati keşfetmeye çalışalım. Zünnûn-i Mısrî şöy..
İlham; küllî ruhun, saflığına, kabiliyetine, istidadına göre insan ruhunu uyarmasıdır. O vahyin kısmî bir yansımasıdır. Vahiy, gaybî hallerin ayan beyan tezahür etmesi olup, ilham ise gaybî şeylere kapalı bir tarzda işaret edilmesidir. Vahiyden hâsıl olan ilme nebevî ilim, ilhamdan hâsıl olan ilme d..
Nefs-i mutmainne ifadesi Kur’an-ı Kerim’de, nefs-i emmare, nefs-i levvame gibi bir defa geçmektedir. (Fecr, 89/27) Bu terimler daha sonraki asırlarda yaşayan alim ve ariflerce nefis eğitiminin kademelerine isim olarak verilmiştir. İnsan nefsinde var olan kin, kibir, hased, şehvet, riya gibi hastalık..
Hâl tasavvuf ıstılahlarındandır. Hâl kelimesi lügatte; değişme manasına gelir. Sûfilere göre hâl, kulun kastı, celp etme teşebbüsü, kazanma isteği olmadan kalbe gelen neşe-hüzün, rahatlık-sıkıntı, şevk-dert, heybet-heyecan gibi manalardır...
Yazık sana! Onlardan olduğunu iddia ediyorsun. Göster alametini? Bilelim. Laf çokluğu burada iş görmez. Hakk'a yakın olduğuna delil göster...
Ummî Bistamî babasının şöyle dediğini hikâye eder: “Kalenin duvarlarının dibinde Hakk Sübhânehû ve Teâlâ’yı zikretmek için Bayezid bir defa serhaddaki kaleye gitmiş, fakat zikir yapmadan sabaha kadar orada kalmıştı. Bunun sebebini sorunca dedi ki: Çocukluğumda ağzımdan çıkan hoş olmayan bir kelimeyi..
Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Sizin hesabınıza en çok şu iki şeyden korkuyorum: Aşırı emeller beslemek ve nefsinizin engin ihtiraslarına kapılmak. Çünkü aşırı emeller beslemek âhireti unutturur, nefsin doyumsuz ihtiraslarına kapılmak ise insanları haktan saptırır.” Yine Efendimiz (a.s) ..
Cem’ ve fark kelimeleri sûfilerin çokça kullandıkları sözlerdendir. Fark; kulun görevlerini idrak edip gereğini yapmasıdır...