İlham; küllî ruhun, saflığına, kabiliyetine, istidadına göre insan ruhunu uyarmasıdır. O vahyin kısmî bir yansımasıdır. Vahiy, gaybî hallerin ayan beyan tezahür etmesi olup, ilham ise gaybî şeylere kapalı bir tarzda işaret edilmesidir. Vahiyden hâsıl olan ilme nebevî ilim, ilhamdan hâsıl olan ilme d..
Peygamberimiz (a.s) Mekke’nin fethi günü Kabe’yi tavaf ederken, Fadâle el-Leysî öldürmek maksadıyla Efendimize yaklaşınca, Efendimiz (a.s) ona doğru vardı ve:..
Kazançlarınızı zayi etmemeye dikkat edin. İbadet ediyorsun. Allah’ı zikrediyorsun. Cenâb-ı Hakk sana bir nur, bir sevap veriyor. Bunu küfür, yalan, gıybet vesair ile sen zayi etmiş oluyorsun. Nasıl ki bir tacir kazanıp da akşam olunca 300-500 lira kazandığı halde meyhaneye, kumara şuraya buraya gid..
Hâl tasavvuf ıstılahlarındandır. Hâl kelimesi lügatte; değişme manasına gelir. Sûfilere göre hâl, kulun kastı, celp etme teşebbüsü, kazanma isteği olmadan kalbe gelen neşe-hüzün, rahatlık-sıkıntı, şevk-dert, heybet-heyecan gibi manalardır...
Utbe ve Şeybe b. Rebia; Taif dönüşünde Peygamberimiz aleyhisselâmı perişan halde gördükleri zaman, aradaki akrabalık, kendilerini Peygamberimize karşı gayrete getirdi:..
Yazık sana! Onlardan olduğunu iddia ediyorsun. Göster alametini? Bilelim. Laf çokluğu burada iş görmez. Hakk'a yakın olduğuna delil göster...
“Sûfıyye” ismi mutasavvıflar taifesinin adı haline gelmiştir. Müfredinde, sûfi adam denilir. Sûfiler cemaatine ise sûfiyye adı verilir. (İrâdesi ve cehdi ile benzeme yolu ile) bu mertebeye vâsıl olmak isteyenlere mutasavvıf, mutasavvıflar topluluğuna ise “mutasavvıfa” ismi verilmektedir. Bu ismin A..
Bir zat Davud’un yanına girmiş ve ona bakmaya başlamıştı. Davud bu zata: “Bilmiyor musun ki, velîler lüzumsuz konuşmalar kadar lüzumsuz bakışlardan da hoşlanmazlar” demişti. ..
Evladım! Dünya ve ahret saadeti ancak Allah’ı zikirdedir. Allah’ın zikrini yapanlar dünya ve ahret selamet ve saadetine ererler. Şeriatla tarikatla amel edenler muvaffak olurlar. Yolumuz, şeyhimiz, mürşitlerimiz, pirlerimiz büyük zatlardır. Kuvvetli bir yoldur. Büyük bir caddedir. Çalışan mahru..
Allah'ın korudukları hariç, "gurur" bu zamanın tasavvuf erbabına ne kadar galiptir!..
Ömer b. Abdülaziz, iki buçuk yıllık halifelik döneminde İslâm âleminde adaleti hâkim kılmıştır. Büyük dedesi Hz. Ömer (r.a.) gibi adalet ve basiret sahibiydi. Henüz kırk yaşlarında iken onu çekemeyenler tarafından bin dinar altın para karşılığında hizmetçisi eliyle zehirlenmişti. Hizmetçisi suçunu ..
Peygamberimiz (a.s) Taif’ten Mekke’ye dönerken, Nahle’de(1)geceleyin kalıp namaz kıldığı sırada, Nasibîn(2) cinlerinden yedisi oradan geçiyorlardı. Durdular, Peygamberimizin (a.s) okuduğu Kur’ân’ı dinlediler.(3)..
“Size dînî ve ahlâkî yaşantısı hoşunuza giden kimseler geldiğinde, onları evlendirin, aksi takdirde yeryüzünde kargaşa ve büyük bir ahlâkî çöküntü olur.”..
Peygamberimiz aleyhisselâm, Taif’i fethe izin verilmeyince: “İnşaallah, yarın döneceğiz!” buyurdu. Bu, Müslümanlara çok ağır geldi...
Muhabbet bahsine şöyle başlamıştır: Muhabbetin hakikati sebepleri ve kulun Allah’ı sevmesinin mahiyeti ilk önce bilinmesi gereken asıl marifet ve idraksiz yani bilip anlamdan sevginin tahakkuk edemeyeceğidir. ..
...zira benim başıma gelen felâket, senin başına gelmemiştir, dedi. Kadın, Hz. Peygamber’i tanıyamamıştı...