“Kullarım sana beni sorduklarında, (bilsinler ki) ben onlara çok yakınım. Bana dua edenlerin dualarını kabul ederim.” (Bakara sûresi, 186)..
Muhterem Hocamız sohbetinde, muhabbetullah, zikrullah, keramet gibi tasavvufi kavramlardan bahisle şeriate ve islami yaşayışa dikkat çekiyor. Muhtelif konulardan deyiniyor. Peygamber Efendimizin zühd hayatından ve Hacı Mustafa Hayri Öğüt Efendi Hazretlerinden, hatıralarından bahsediyor.....
Muhterem Hocamız sohbetinde ehil olmayan hatta küfre saplanmış hoca görünümündeki kişilere karşı dikkatli olmamız gerektiğini hatırlatıyor. Kalem Suresinin ilk ayetlerini tefsir ediyor. Dualarla sohbetini tamamlıyor...
Resûlullah, peygamberliğinin onuncu yılının şevval ayında (Ocak 620) de yanına Zeyd b. Hârise’yi alarak Tâif’e gitti. Ancak Hz. Peygamber’in davetine karşı çıkan Tâifliler kendisiyle alay edip onu taşlattılar. Resûlullah, Tâif’te yaşadıklarının kendisi için Uhud gününden daha şiddetli olduğunu söyle..
İster büyük ister küçük / Zikir değil sinede yük / Huzura gel boynunu bük / Zikrullâha koş ey kardeş..
Allah’a saygısızlıktan sakınanlar ise rablerinin kendilerine verdiklerini alarak cennetlerde ve pınar başlarında olacaklar. Çünkü onlar daha önce güzel davranışlar içindeydiler. ﴾Zâriyât Suresi,15-16﴿..
“Büyük günahlardan kaçınılması halinde, beş vakit namaz, iki cuma ve iki Ramazan, aralarında (işlenecek küçük) günahlara kefârettir.” (Müslim, Tahâret 16)..
Seyr sülûke girmiş mürid ve salihlerin kendi iç dünyalarında dikkat etmesi gerekli olan bir takım âdâb, sufiyye imamları tarafından kitap, sünnet ve rûhi tecrübelerden istifade ile kayda geçmiştir. ..
Onlar kendilerine bir uyarıcı gelirse herhangi bir ümmetten daha fazla doğru yolu tutacaklarına dair var güçleriyle yemin etmişlerdi. Ama onlara uyarıcı gelince bu sadece (haktan) uzaklaşmalarını arttırdı. (Fâtır Suresi 42. Ayet)..
Merhabalar kıymetli gönül dostlarımız; siz kıymetli okurlarımızla bir sayıda daha hemhâl olmanın mutluluğunu yaşıyoruz...
Hadis karşıtları, kimi kandırırsak kâr düşüncesiyle olmadık iddialar ileri sürmüşlerdir.....
Geldi Kâdirî erleri, Sadâlar sarsar yerleri, Mekanları cennettir, Hû´lar deler gökleri.....
“Hayvanlarınıza, onları yormadan güzelce binin ve (kullanmadığınız zaman da) güzel bir şekilde istirahat ettirin. Onları yollardaki ve sokaklardaki konuşmalarınız için kürsü edinmeyin (sırtlarında durarak sohbet etmeyin). Nice binilen hayvan vardır ki, sırtına binenden daha hayırlıdır ve Allah Tebâr..
“Sözümü işitip de anlayan ve başkalarına nakledenin Allah yüzünü ak etsin!” (Tirmizi, İlim,7) duasına nâil olmamız niyazı ile.....
Gözümüzün nuru Efendimiz’i (s.a.s) bir gece göklere yükselten şehirden, Kudüs’ten bahsediyoruz. Dualarımızda bu mübârek şehri bir avuç azınlıktan kurtarsın diye Rabbimizden ebâbiller göndermesini bekliyoruz. Peki, o ebâbiller bir gün gerçekten gelirse acaba kimi taşlar?..