Lügatte bir şeyin nefsi demek, o şeyin varlığı (ve kendisi) demektir. Sûfîler nefs sözünü kullandıkları zaman bu kelime ile ne bir şeyin varlığını (vücûd), ne de vaz’ olunmuş kalıbı (cismi) kastederler. Onların nefs kelimesinden muradı, kulun kötü (ve illetli) vasıfları ile yerilen (ve zemm edilen) ..
İnsanı eğitmek (terbiye etmek), başlı başına bir sanattır. Bu sanatın (terbiyenin) ana hedefi, büyük insanlık ailesini vahiy ikliminde derleyip toplayarak güzelim İslamiyet’le mutlu etmektir. Biz, Âdem’in çocuklarının badem kavgasında birbirlerini kırmalarını değil, ortak bir mutluluk noktasında bu..
İman, Cenâb-ı Allah’ın en büyük nimetlerindendir. Kişinin, dünya ve âhirette mutluluğudur. Bir şahıs, kelime-i tevhidi -ki o da bilindiği gibi Lâilâhe illallâh Muhammedur Rasûlullâh demektir- diliyle söyler, kalbiyle tasdik ederse müslüman olur. İslâm hudutları içerisine girer. Kendisine müslüman mu..
Hüseyin Vassâf Bey, yazmış olduğu eserleriyle İslâm kültürüne önemli hizmetlerde bulunmuş tasavvuf tarihçilerimizdendir. ..
Hocamız sohbetinde özelde yolumuz mensuplarına genelde tüm müslümanlara dervişliği anlatıyor. Kendi hatası dururken başkalarının hatalarıyla uğraşmanın yanlışlığına vurgu yapıyor...
Şairlerin Sultanı (Sultan-ül Şuara) Necip Fazıl, vefatının 30. yılında kültür, sanat, edebiyat, tefekkür ve aksiyon açısından olduğu kadar, siyasî ve edebî polemikleri, rûhî arayışları, davası uğruna çektiği çileleri ve pervasız duruşuyla, anılmaktan ziyade anlaşılması gereken en önemli şahsiyetlerd..
Hz. Ali der ki: “Resûlullah (a.s) Mekke’den hicret edip çıkacağı ve bana o gece kendisinin döşeğinde yatmamı emrettiği sırada ben ve Peygamber (a.s), Kabe’ye vardık...
Fetih 1-2. Doğrusu biz sana apaçık bir fetih ihsân ettik.Böylece Allah senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni doğru yola iletir...
Bağdat'ta Ağustos sıcağı ortalığı yakıp kavurmaktaydı. Herkes, serinleyeceği gölge bir yer, ferahlatacak bir rüzgâr arıyordu. Çarşı-pazar kurulmuş, alışveriş başlamıştı. Bu arada bir adam, yüksek dağların mağaralarından getirdiği buzları satıyordu. Buz kalıpları eriyip ziyan olmadan bir an önce o..
Bir hadisi kudside: “Ben, yer ve gök kürelerine sığmam ama mü’min kulumun kalbine sığarım” (Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, II, 195) diye buyuruyor Yüce Rabbimiz. Bu kadar kutsal görevi üstlenen kalp, sadece vücuda kan pompalayan basit bir organ olabilir mi? Elbette hayır! Her türlü beşeriyetten münezzeh ola..
el Cum´a 1.Göklerde ve yerde olanların hepsi, mülkün sahibi, eksiklikten münezzeh, azîz ve hakîm olan Allah'ı tesbih eder...
Açmak anlamına gelen fetih/feth kelimesi tasavvufta çok değişik anlamlarda kullanılmıştır. Allah Teâlâ buyurur: “Allah’ın insanlara açtığı bir rahmeti kimse engelleyemez.”(Fatır, 35/2)Hakk Teâlâ kuluna bir rahmet ve nimet kapısı açarsa kimse o kapıyı kapatamaz. Bu ayette geçen “açmak” (feth) ifade..
Benlik Dikenlerini Gönlün Ayağından Çıkar da İçindeki Gül Bahçelerini Seyret! • Aşkın gül bahçeleri kan perdeleri arasında olduğu için, ölümü göze almayan, oraya varamaz. Bu sebepledir ki, ne olduğuna akıl erdirilemeyenin aşkının güzelliği ile, âşıkların çok işleri vardır. Gerçekten de Hakk’ın aşkı..
Tomtom Mahallesi Gülbaba Sokağı 317 ada 48-49 parsel Gül Baba Dergâhı. İstanbul’u İslâmbul yapmaya gelenler, muştulanan fethi gerçekleştirdikleri zaman, Galata yamaçları, Beyoğlu’nun büyük bir bölümü ormanlıktı. Sultan İkinci Bayezid kış mevsimlerinde Galata ormanlarında avlanmayı severdi. Karın b..
“Mü’min kendisiyle iyi geçinilen kişidir. İyi geçinmeyen ve geçinilmeyen kimsede hayır yoktur.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 400) Ülfet; samimi olmak, insanlarla ünsiyet etmek, iyi geçinmek, onlarla anlaşmak demektir. Asr-ı saâdette vuku bulan şu hadise ülfet kavramıyla birebir örtüşür mahiye..
“Sizi şu cehenneme sürükleyip-iten nedir? Onlar:'Biz namaz kılanlardan değildik'dediler.Yoksula yedirmezdik.(Batıla ve tutkulara) Dalıp gidenlerle biz de dalar giderdik...”müddessir,42-45..