Peygamber Efendimiz (s.a.s), başına gelen birbirinden çetin ibtilâları büyük bir olgunlukla karşılamış; çizgisini, moral ve motivasyonunu asla kaybetmemiştir. Peki, bu kadar sıkıntı, tasa, imtihan içerisinde nasıl oluyordu da o mübarek çehresinden tebessüm hiç eksik olmuyordu! Her şeyden önce O’nu..
İnsanlığın kültür tarihi halim-selim, uysal birçok âlim, arif ve sanatkârı tanıdığı gibi muhalif, kafa tutan, heterodoks şahsiyetlere de şahittir. Bu genellemeyi İslâm dünyası için de yapmanın hiçbir mahzuru yoktur. Yaklaşık 1500 yıldır İslâm dünyasının değişik coğrafyalarında farklı mezhep, ekol v..
Emînü'l-Ümme lâkabıyla anılan, ilk müslümanlardan ve aşere-i mübeşşereden olan sahâbî. Asıl adı Amir b. Abdullah b. el-Cerrâh'tır. Kureyş kabîlesinin Fihroğulları'ndandır. Nesebi, Rasûlullah'ın nesebiyle dedelerinden Fihr'de birleşir...
Sabah namazı, tatlı uykular bölünerek sıcak yataktan kalkılarak yağmurda-çamurda Allah'ın evine, O'nunla buluşmanın heyecanı ile gidilen güzide bir namazdır. Bununla birlikte o, nefse belki de namazların en zor gelenidir. Bunun için sabah namazını cemaatle eda etmenin kıymeti büyüktür...
Hadîs-i şerîflerde buyruldu ki: “Her kim, Vâkıa sûresini her gece bir defa okumayı âdet haline getirirse, ömründe fakirlik görmez.” “Vâkıa sûresi zenginlik sûresidir. Onu okuyunuz, kadınlarınıza ve çocuklarınıza öğretiniz.”..
Câbir radıyallahü anh şöyle anlatır.: Üzerinde borç bulunduğu halde ölen kimsenin, Allah'ın Resulü cenaze namazını kılmazdı da, bir cenaze getirilince, «Ölen kişinin borcu var mı?» diye sordu. ..
Şems-i Tebrîzî hazretleri günlerini orada geçirirken, bir gün kapıda oturmuş Allahü Teâlâ'nın mahlûkâtı hakkında tefekkür ediyordu...
İnananlardan günah işleyenlerin aldanmaları şu sözlerinde kendini gösterir: "Allah, bağışlayıcı ve merhametlidir; biz O'nun affını ümit ediyoruz." Böyle söyleyip buna güvenir ve amelleri ihmal ederler. Gerçi dinde bu anlayış "ümit" açısından övülen bir düşüncedir. Allah'ın rahmeti elbette geniş, n..
Gırnata’nın tesliminden önce veya sonra Endülüslü/İspanyol müslüman ahalinin Osmanlılardan resmen herhangi bir yardım talep ettiklerine dair elde kesin deliller yoksa da çeşitli İslâm devletlerinden ve bu arada Osmanlı devletinden yardım istemiş olmaları kuvvetle muhtemeldir. Endülüs müslümanlarını..
İbn Arabî sekiz yaşına kadar doğduğu yer olan Mürsiye'de yaşadı, ilk eğitimini ve dinî bilgileri burada ailesinin gözetiminde almaya başladı...