Zeyd b. Hârise (r.a.), annesiyle, akrabasını ziyarete giderken Benû Kays’tan bir süvari tarafından esir alınıp Mekke’ye getirilerek Ukaz Panayırı’nda satılmıştı...
Ashâbtan Câbir b. Abdullah (r.a) bir rüyasında; büyük ineklerin küçük inekleri sağdığını, hastaların sağları ziyaret ettiğini, kuru bir çay kenarında yemyeşil bahçeler bulunduğunu, minberde (hutbe okunan mekân) koca koca putlar durduğunu gördü. Bu, sıradan bir rüyaya benzemiyordu...
Peygamber Efendimiz, hicretin 6. Yılında gördüğü sâdık bir rüyaya istinaden, umre niyetiyle hazırlık yapmalarını ashabına tavsiye buyurdu. Bu buyruk, Medine’de büyük yankı bulmuş, heyecana yol açmıştı. ..
Ey kardeşim, bilmiş ol ki Allah Teâlâ insanı iki muhtelif şeyden yaratmıştır. Birincisi cisimdir ki bu zulmânî, kesif (katı, donuk, yoğunluğu bulunan), sonradan meydana gelen ve bozulmayla yüzyüze olan, organik ve kimyasal bileşiklerden oluşan ve de varlığının devamını haricî faktörler olmaksızın s..
Hâlık olan; Yaratan Allah (celle ve a‘lâ) ; kâinat bahçesini ve o bahçeyi ekip biçecek, faydalanacak insanı yarattı. İnsan; Özü itibariyle rûhlar ve melekler âlemine; bedeni itibariyle kâinâta mensup bir varlık olarak yeryüzünde gezdi dolaştı. Çoğaldı, yayıldı renk renk... Her bir insanda değişik bi..
Ey taassuba kapılan, hep yerip kınayan, sonra da sevgiden bahseden kişi! Madem akıllıca laflar ediyor, iç aleminden bahsediyorsun neden batılda ısrar ediyorsun? Halifelikte kapma, çalma falan yok. Ey gerçeği göremeyen, nasıl olur da Hz. Ebubekir'le Hz. Ömer böyle kötü bir iş yapar? Eğer o ikisi hal..
Ailesi tarafından kendisine “İsmâil” ismi verilmiş, şiirlerinde kullandığı “Hakkı” mahlasını diğer eserlerinde ismiyle birlikte kullandığından zamanla bu mahlas ismiyle bütünleşmiştir. İsmâil Hakkı Aydos’ta doğmuş olması sebebiyle “Aydosî”, Celvetiyye tarîkatına mensup olduğu için “Celvetî”, bir mü..
Büyük seferlerimizin birçoğunun zaferle sonuçlanmasında; askeri ve siyasi başarımızın yanı sıra, ozanlarımızın çabaları, erenlerimiz ve dervişlerimizin manevi fethi de kuşkusuz etkili olmuştur. Ordu sefere çıktığında askerlerin ruhlarını güçlendirmek için; dervişler ve ozanlar da sefere katılıyordu...
Ey kardeşim, bilmiş ol ki ilimler insan ruhunda gizli bir halde mevcut olup tüm insanlar ilimleri öğrenmeye kabiliyetlidir. Bazı ruhlar sonradan meydana gelen herhangi bir arıza ve sebepten dolayı bu kabiliyetini kaybedebilir. Bunu şu hadislerden anlıyoruz: “İnsanlar, şirk ve küfürden temiz bir hal..
Murâkabenin hakîkati, Rakîb’i (murâkabe edeni) gözetmek ve himmetini tamamen ona çevirmektir. Başkasından ötürü herhangi bir işten sakınan bir kimseye ‘Filan adamı murâkabe edip onun tarafını gözetti’ denir. Bu murâkabeden gaye, kalbin bir durumudur. O durum, marifet çeşitlerinden birinin meyvesidir..
Câmi-i Kebîr'in batı duvarına asılan büyük levha diğerlerinden farklı özelliktedir. Buradaki yazıda Hz. İbrahim (a.s) ile büyük melekler Cebrail ve Mikail arasında geçen bir konuşma yazılıdır...
Adı Mehmed, lakâbı Muhyiddin, mahlâsı Üftâde olan Mehmed Muhyiddin Üftâde, 895/1490 yılında Bursa’da dünyaya gelmiştir. Babası çocuk yaşlarında iken Bursa’ya gelip Araplar Mahallesi’nde yerleşmiştir. Üftâde buradaki evlerinde dünyaya gelmiştir. “Üftâde daha ufak bir çocukken Muslihiddin Efendi adın..
Muhterem İhsan Efendi Oğlum, Cenâb-ı Hakk’ın selâmı, bereketi ve mağfireti üzerinize olsun. Oğulcuğum, mektubunuzu muhabbetle okudum. Mütehassis oldum (çok duygulandım). Şu çağlarınızda yanınızda olmayı istemiyor değilim, lâkin malum büyüklerinden dinlemişsindir; bize uzlet gözüktü. Hadd-i zâtında..
Bektaşi geleneğinin Yunus’u Hacı Bektaş diyarından Tabduk Emre Dergâhı’na göndermesi boşuna değildir. Zira Yunus’un eğitilmek üzere kendisine gönderildiği Tabduk Emre de Hacı Bektaş yolunun erenlerindendir. Çünkü Hacı Bektaş, o çağda ulu bir şeyh olarak bütün Anadolu erenlerinin bağlı bulunduğu e..
Hicri takvimin ilk ayı olan muharrem ayının İslam tarihinde önemli bir yeri vardır. Bu ayın onuncu gününe “Aşûra günü” denilmektedir. Sevgi Peygamberimiz (a.s) bu aya değer vermiş ve “Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç, Allah’ın değer verdiği ay olan muharrem ayında tutulan aşura orucudur.”[1..
Hazreti Ali´den (r.a) rivayet edildiğine göre, bir mükâteb (borçlu köle) kendisine gelip şöyle dedi:..