“Namazdaki bu hoş işaretleri gör de, sonunda, kesin olarak işin böyle olacağını anla... Aklını başına al da namaz yumurtasından civciv çıkar, yani namazdan manen yararlan, yoksa dane toplayan bir şey öğrenememiş kuş gibi, Allah’ın büyüklüğünü düşünmeden yere başını koyup kaldırma.” “Ey Hak tâlibi..
Hocamız sohbetinde Nebe suresini açıklıyor. Nebe haber demektir. Kıyamet haberlerini ihtiva ettiği için bu ad verilmiştir.Bu bağlamda kulluğa, takvaya, sabra vurgu yapıyor...
Hocamız sohbetinde Cuma suresinin ilk ayetlerini açıklıyor, sonrasında namazın ne kadar önemli olduğuna, zekata ve muhtelif hususlara değiniyor...
Hocamız ruhlarla ilgili ayet ve hadisler eşliğinde çarpıcı açıklamalarda bulunuyor. İyi ve Kötü ruhları açıklıyor...
Hocamız ruhlarla ilgili ayet ve hadisler eşliğinde çarpıcı açıklamalarda bulunuyor.Müslümanların hasletlerini açıklıyor.....
Hocamız sohbetinde dini hassasiyetlere değiniyor, dini ilimleri öğrendiğimiz kimselerin ehil olmalarının önemine vurgu yapıyor. Yoldan sapmışlara karşı dinleyenlerini uyarıyor...
Hocamız sohbetinde İnşirah Suresini tefsir ediyorlar. Peygamber efendimizin yaşadığı zorluklardan ibretle ve hareketle günümüze ışık tutuyorlar...
Hocamız sohbetinde Hz. İbrahim as. ın kıssasıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunuyor. Cenab-ı Allah´a olan yakınlığın, dostluğun nelere vesile olduğundan bahsediyor. Hakka yakınlığın O´nu zikirden, tesbih etmekten geçtiğini vuruguluyor...
Adı Mehmed, lakâbı Muhyiddin, mahlâsı Üftâde olan Mehmed Muhyiddin Üftâde, 895/1490 yılında Bursa’da dünyaya gelmiştir. Babası çocuk yaşlarında iken Bursa’ya gelip Araplar Mahallesi’nde yerleşmiştir. Üftâde buradaki evlerinde dünyaya gelmiştir. “Üftâde daha ufak bir çocukken Muslihiddin Efendi adın..
Ahilik teşkilatının kurucusu Ahi Evran, Azerbaycan'ın Hoy kasabasında doğmuştur (1171). Hoy, Türkiye'nin doğu sınırından 60 km uzaklıkta ve "Sultan Tuğrul" zamanından beri Türkler'in meskûn olduğu bir bölgedir. Ahi Evran'ın asıl adı "Nasırüddin Mahmud el-Hoyi" olarak kayıtlara geçmiştir. Ahi Evran..
Öncelikle faziletli, adaletli, iffetli, izzetli, cesur, vakur, hoşgörü sahibi, dost, mütevazı ve mütebessim, gösteri ve gösterişten kaçınan kıble yürekli insanlardı… Osmanlı atalarımız, tanısınlar tanımasınlar, “Gülümseyiniz, müminin mümine gülümsemesi sadakadır.” hadisi ve “Selamı yayınız!” tavs..
Osmanlı Devletinin kuruluşunda hizmeti geçen büyük İslâm âlimi. Osman Gâzi'nin kayınpederi ve hocası. Karaman civârında 1206 (H.603) yıllarında doğduğu tahmin edilmektedir. 1326 (H.726) yılında Bilecik'te vefât etti. İlk tahsîlini memleketinde yaptıktan sonra Şam taraflarına gitti. Hadîs-i şerîf, t..
Şiir serüvenimize belki Arapların, Türklerin ya da Farsların eski kültürlerinden devam edebilirdik. Ama biz yine de insanlığın kemal noktası olan Fahr-i Kâinat Efendimizle başlayalım. Üniversitemizde düzenlenen Mevlid kandili programında rektörümüz Sn. Abdullah Demircioğlu Hocaefendi’nin hatırlattı..
...İnsanın iç dünyasıyla çelişki ve çatışmalı yaşamasına razı olmayan sevgi ve merhamet dolu bir yaklaşım içinde olmak, hoşgörülü olmak… Hoşgörü, bir yaklaşım ve tavırdır. Hoşgörü, ufku dar olanla, ufku geniş olanın farkıdır. Hoşgörü, güzele yaklaşım ve değişimi teşvik eden sevgi dolu bir bakıştır...
Fakirin bâtınında-zâhirinde, ihtilât ve fiillerinde uyması gereken birtakım edepleri vardır. Onları gözetmesi gerekir. Bâtın edeplerine gelince; kalbinde Allahu Teâlâ’nın kendisine bir deneme olarak vermiş olduğu fakirliği hor görmemesidir. Yani Allah’ın fiilini, Allah’ın fiili olmak hasebiyle her ..