Hocaefendimiz hutbesinde hak ve batıla, hakkın gelmesi ile batılın zail olduğuna değiniyor. Tevhid inancının önemini açıklyor. Sorumluluklarımızı hatırlatıyor. Kurban a ait hususlara temas ediyor...
Hac mevsimi olan Zilhicce’nin ilk on günü ve geceleri, Ramazan ayının son on günü ve geceleri gibi feyizli ve bereketli zaman dilimleridir. 15 Eylül Salı günü itibariyle, içinde Kurban Bayramı´nın da bulunduğu bu mübarek aya girmiş bulunuyoruz...
Hocamız irad buyurduğu hutbede Tevhide dikkat çekiyor, dinimizin temel kabul edilen hususlarını açıklıyor ve geçmiş ümmetlerden farkımıza vurgu yapıyor.Sorumluluklarımıza temas ediyor...
Hz. Peygamber bir hadisinde "Bizim orucumuzla Ehl-i Kitap'ın [Yahudi ve Hristiyanlar] orucu arasındaki fark, sahur yemeğidir" buyurmuşlar. Diğer bir hadisinde de: "Her kim yalan söylemeyi ve yalanla iş yapmayı bırakmazsa, onun yeme-içmesini bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur." buyurmuşlardır...
Sevgili Peygamberimizin müjdesine nail olabileceğimiz bir aya kavuşmuş bulunuyoruz. Efendimizin müjdesini her gün yeniden hatırlamakta fayda var...
Aziz müslümanlar miraç kandilinin bütün insanlığa hayırlar getirmesini, dalalette olanlara hidayetin nasip olmasını Cenab-ı Allahtan temenni ediyorum. Müslümanlar için hayırlı olsun, hayırların fethine vesile olsun. O bakımdandır ki bugün ki hutbemin konusu miraç kandili hakkında olacaktır...
Miraç kandilinin bütün insanlığa hayırlar getirmesini, dalalette olanlara hidayetin nasip olmasını Cenab-ı Allah´tan temenni ediyorum...
Rasulullah s.a.v. Efendimiz, ölüm halinde bulunan bir gencin yanına gitti. Gence: – Kendini nasıl buluyorsun, diye sordu. Genç: – Allah Tealâ’nın rahmetini umuyorum. Günahlarımdan da korkuyorum, dedi. Bunun üzerine Efendimiz s.a.v.: – Bir kulun kalbinde bu ikisi bir araya gelirse, Allah Tealâ o ku..
Ey âlemlere rahmet olarak gönderilen aziz Peygamberimiz Efendimiz! (Dîvân-ı Kebîr, IV, 1974) · Ey gökleri aydınlatan ilahî çerağ, ey yeryüzünü nurlandıran Allah’ın rahmeti! Benim dertli halimi gör, feryadımı, iniltilerimi dinle, işit!..
Ne çok acı var! Ne çok hüzün… Ne çok keder birikmiş elimizde avucumuzda… Ne çok dert, ne çok sorun sağanak sağanak yağmış üzerimize. Hastalık, açlık, susuzluk, fiziki, ruhsal birçok sıkıntılar… Adını duyduğumuz, duymadığımız nice imtihanlar… Evet, şunda kuşku yok; Neredeyse yok denecek kadar a..
Yarınımız geleceği olan yeni yetişen nesle, dinimizi anlatmak ve dini değerlerle onları mücehhez kılmak, dindar bir nesil yetiştirmek zorundayız...
"Lâ ilahe illallah" yüce, değerli, paha biçilmez bir sözdür ki ona yapışan selâmete kavuşmuş ve azaptan korunmuş olur. Bir hadis-i şerifte, "İnsanlar 'lâ ilahe illallah' diyene kadar onlarla savaşmakla emrolundum. Bunu dedikleri zaman kanlarını benden korumuş olurlar" buyurulmuştur...
Allah Teala'yı hakkı ile takdir eden alimler, Allah Teala'ya dünyevi çıkarlarını koruması, maksatlarına ulaşmalarını sağlaması için tevekkül etmezler. Onlar tevekküllerinde arzuladıkları takdirin gerçekleşme sini, istemedikleri hükümlerin değiştirilmesini, Allah Teala'nın sabık iradesinin kendi a..
Hadis-i şerif malumdur. Saadet devrinde bir sahabî, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e gelip sorar: “Kıyamet ne zaman kopacaktır?” diye. Bu soru, bir soru ile karşılık bulur: “Kıyamet günü için ne hazırladın?” (Buhârî, Edeb/96)..
"Bizim sözlerimiz Kitab ve Sünnet'tendir. Bu iki kaynaktan gücünü ve manasını almayan bir sözde değer yoktur." "Ârifin alâmeti nedir?" diye sorulduğunda; "Allahü Teâlâ'yı anmakta gevşeklik göstermemektir." buyurdu...
Onlar öyle bir topluluk ki, aralarında bir akrabalık, alıp verecekleri mal, mülk olmaksızın, Allah için birbirlerini severler. Hem, vallahi şüphesiz onların yüzleri pırıl pırıl nurdur.....