Bedir esirleri arasında yer alan Süheyl b. Amr, Kureyşlilerin hatibi idi. Kendisinin üst dudağı da yarıktı. Hz. Ömer: “Yâ Rasûlallah! Şu Süheyl b. Amr, Kureyşlilerin hatibidir. Bırak beni, onun iki ön dişlerini çekeyim de, dili dışarı sarksın! Artık hiçbir zaman hiçbir yerde senin aleyhinde hutbe ..
“Bilginlerin kötüsü, beyleri ziyaret eden bilgindir; beylerin hayırlısı da bilginleri ziyaret eden bey. Ne güzel beydir yoksulun kapısındaki bey; ne kötü yoksuldur beyin kapısındaki yoksul.” Halk, bu sözün dış anlamını almıştır. Onlarca bilgin kişinin, bilginlerin kötülerinden olmaması için beyleri..
Esselâmü aleyküm İhsan Efendi oğlum, Derviş İhsan Efendi oğlum, Sohbet edeb üzeredir. Edeb yolunun meşki sohbetledir. Bu sebepten sohbetteki edeb, şeyhe mukabelede bulunmak, ihvanla hem-meclis olmak husûsî dikkat ister. Sohbet meclisinin sahibi Hazret-i Allah’tır. Allah için sohbete oturuldu mu ar..
Yüce Allah şöyle buyurdu: “Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et, eğer bunu yapmazsan, onun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan korur.” (Mâide, 67) ..
İmam Şâf’i’i Hazretleri, aslen ümmî (okuma-yazma bilmeyen), fakat gönlü ilm-i ledünnî ile dolu Şeybân-ı Râ’i gibi bir zatın önünde, anasının dizi dibinde oturan bir çocuk gibi mütevazi bir tavır içinde bulunur ve teveccüh için beklerdi. Hatta İmam-ı Hanbeli Hazretleri: “Ey İmam! Şeybân-ı Râ’i gibi..
Âlimler, İmam-ı Azam’ın takvası, ibadeti ve zühdünde icma etmişlerdir. Kalbi ahlaki kötülüklerden arı, her çeşit faziletle süslü, Allah ve Resulü’nün getirdiklerine sıkı sıkıya bağlıydı. İmam Abdullah b. el-Mübarek: “Ebu Hanife’den daha çok Allah’tan korkan birisini görmedim.” [18] demektedir. Abd..
Sûfi zâhidlerden Ebû Abdullah Amr b. Osman Mekkî (v.291/903), Ebû Abdullah Nebâci ile görüşmüş, Ebû Said Harraz ve daha başkalarının sohbetinde bulunmuştu. Tarikat ve usûl (akâid) konularında sûfiler zümresinin şeyhi ve bu taifenin imamı idi...
Osmanlı’nın özünü ve temellerini besleyen manevî unsurların en başında “ilâ-yı kelimetullâh aşkı ve peygamber sevgisi” gelmiştir. Peygamberimize ve mukaddes beldelere hürmet, muhabbet, hizmet ve sadakat, soylu ceddimizin her daim şiarı olmuştur. Padişahlar, devlet işlerinin aksamaması için şeyhülis..
Allah Teala'nın havass kullarının orucu, şu altı organı muhafaza etmekle gerçekleşir: 1. Gözü kısarak bakışta derinleşmemek. 2. Kulağı bir haramı dinlemekten, günahtan korumak ve batıl ehlinin sohbetine katılmamak. 3. Dili, kendisini ilgilendirmeyen hususlara müdahil olmaktan muhafaza etmek, söyl..
Şiir serüvenimize belki Arapların, Türklerin ya da Farsların eski kültürlerinden devam edebilirdik. Ama biz yine de insanlığın kemal noktası olan Fahr-i Kâinat Efendimizle başlayalım. Üniversitemizde düzenlenen Mevlid kandili programında rektörümüz Sn. Abdullah Demircioğlu Hocaefendi’nin hatırlattı..
Temel inanç esasları, dinimizin özünü oluşturur. Bunlardan birini ya da birkaçını inkâr etmek kişiyi İslâmiyet’ten uzaklaştırır. Hal böyleyken Müslüman olsun ya da olmasın, bazı gerekçelerle yüce dinimizin itikadî/inanç esaslarını değiştirmeye çalışanlara şahit oluyoruz. Meselâ; kelime-i tevhîdin i..
Bu ayın feyiz ve bereketi ifade buyrulurken Peygamber Efendimiz (s.a.s): “Ümmetim Ramazân’da ne türlü hayır ve bereketin olduğunu hakkıyla bilselerdi, bütün senenin Ramazân olarak devam etmesini isterlerdi” demiştir. (Riyazü’s-Sâlihîn, II, 489; Ali el-Müttaki, Kenzul-Ummâl, VIII/478; Heysemî, Mecmâ..
Kıymetli İhsan Efendi oğlum! Allah’ın selâmı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Cenâb-ı Hakk âfiyetiyle sizleri kâim eylesin. Daima tevhîd üzere sabitkadem eyleyip râzı olduğu amellerle zahirinizi, bâtınınızı kâim eylesin. Maksûdum, sayılı nefesim tamam olmadan sayılı mektûbların zât-ı âlinize u..
Derviş; sözlükte fakir, muhtaç ve dilenci/sâil anlamına gelir. Çoğulu dervişân veya derâviş şeklindedir. Tasavvuf terimi olarak derviş şu gibi anlamlara gelir: 1. Fakir ve muhtaç. Baştan beri sûfiler ve ermişler fakir ve muhtaç sıfatıyla nitelendirilmişler, onlar da bunu iftiharla kabullenmişlerdi..
Kurban Bayramı'nın dinimizde ayrı bir yeri vardır. Hacc günlerinin hemen peşinden, kurban kesilerek bayram yapılışı çok mânidardır. “Eyyâm-ı nahr” denilen bu günlerde, hâli vakti yerinde olan her müslüman, Cenâb-ı Allah’ın (c.c) rızası için kurban keser. İslâm ölçüleri içerisinde, bayramını bayram y..