1. Allah’ı zikretmek her zaman lâzımdır. Bunun için maddenin getirdiği ağır bunalımlardan kurtulup kalp ve ruh huzuruna ermek ancak Cenab-ı Allah’ı çokça zikretmekle mümkün olur 2. Nefsini tezkiye ve terbiye etmekle, Allah’ın rızasını kazanmaya talip olan mürit, günlük zikrini hiç aksatmadan yapma..
Psikologlar: “İnsan, sevme yeteneğini sevilerek kazanır. Sevmeden önce sevilmeyi öğrenir” derler. Buradan yola çıkarak diyebiliriz ki, çocukluğunda sevgi görmemiş insanlar, başkalarını da kolay kolay sevemezler. Kişiliklerinde büyük bir boşluk oluşur...
Allah Teala'yı hakkı ile takdir eden alimler, Allah Teala'ya dünyevi çıkarlarını koruması, maksatlarına ulaşmalarını sağlaması için tevekkül etmezler. Onlar tevekküllerinde arzuladıkları takdirin gerçekleşme sini, istemedikleri hükümlerin değiştirilmesini, Allah Teala'nın sabık iradesinin kendi a..
Onlar öyle bir topluluk ki, aralarında bir akrabalık, alıp verecekleri mal, mülk olmaksızın, Allah için birbirlerini severler. Hem, vallahi şüphesiz onların yüzleri pırıl pırıl nurdur.....
Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, Bağdad’daki derslerine ve va’zlarına ara verip, bir müddet yalnızlığı tercih ettikten sonra, tekrar ders, va’z ve fetvâ vermeye başladı. Pek meşhûr oldu. İnsanlar her taraftan onun sohbetine koşuştular. Âlimler, sâlihler toplanmıştı. ..
Kul, nefsin azgınlık ve taşkınlığından kurtularak itminan makamına erince, nefs insana güzel bir binit olur. En büyük cihad, nefs ile mücadeledir. Nefsin kötü ahlakı pek çoktur. Bunların başlıcaları; kibir, riya, öfke, hased, mal sevgisi ve makam tutkusudur...
Tasavvuf yolu manevi bir kurumdur. Bir ruh ve gönül okuludur. Manevi tıp Üniversitesidir. Bu okulların Profesörleri de doktorları da Mürşid-i Kâmillerdir. İrşad eden, yol gösteren, tedavi eden kimselerdir. Nasıl doktor şifa veremez ama şifa yolunu, ilacını, hocalarından gördüğü şekilde uygular ve so..
Kevser havzı, cennet nimetleri, Peygamberimiz ve benzeri hususlarla ilgili önemli açıklamalarda bulunuluyor..
Ülkemizde de "Mürşit" konumundaki insanların kişiliğine yönelik tartışmalar dikkate alındığında mürşidin hem gereği gereksizliği, hem de aranan vasıflar üzerine neler söylersiniz? Tasavvuf klasiklerinin üzerinde en çok durduğu konuların biri de mürşittir. Çünkü tasavvufi hayatın merkez kişisi mür..
Cahiliye devrinde ve Asr-ı Saadet’te, Arabistan yarımadasında şiir ve edebiyatın büyük önemi olduğu biliniyor. Arapların bununla övündüğü de... Yarışmalar düzenleyip birincilik kazanan şairlerin şiirlerini Kâbe’nin duvarlarında herkesin görebileceği şekilde asmaları bunun bir göstergesi. ..
• Ey aşıklar, ey aşıklar; dünyadan göçme zamanı geldi çattı! Kulağım; "Kervan kalkıyor haberini veren göç davulunun sesini duyuyor! • İşte şimdi, kervanbaşı kalkmış, her şey hazırlanmış, yükler de develere yüklenmiş; "Ey kervan halkı; uyanın, kalkın! Ne olur ne olmaz, yollar tehlikelerle dolu; bize..
Meşhur sûfî aleyhtârı Gulam Halil, bütün sûfîlere karşı hasmâne bir tutum sergilemekteydi. Ebu’l-Hüseyin en-Nûrî’nin de aralarında bulunduğu bir grup sûfîyi tutuklatıp hilâfet merkezine sevk etti. Dönemin Abbâsî halîfesi tarafından çıkarılan bir fermanla îdamlarına karar verildi. Cellât, dervişlerde..
Esselâmu aleyküm Şeyh İhsan Efendi, Sıhhat ve âfiyetinizi Cenâb-ı Hakk’tan niyâz ederim. Dualarınızla dilşâd oldum. Hakk celle ve a’lâ bizler için bulunduğunuz niyâzları ve hüsn-i zanları hal-i hayatımızda tecellî ettirsin. Şeyh İhsan Efendi! “Kahhâr” ism-i şerifi avamın anladığı manada değildir. ..
Sene 1630, Hicri takvimle 1040. Aylardan Muharrem'di. Aşure gecesi Kur'ân okudum, dualar ettim. Peygamber Efendimizi çok özlemiştim. Biraz dinlenmek için yuvarlak yastığıma yaslandım. Uyku ile uyanıklık arasında idim. Bir anda Yemiş İskelesi yakınındaki Ahî Çelebi Camii'nde buldum kendimi. Bu, helâ..
Hikmet seven dost! İnsanların ruhunu arındırmak, onu vahyin ışığıyla aydınlatmak, hikmetin derinlikleriyle tanıştırmak böylece onlara bilmediklerini öğretmek peygamberlerin temel görevleri arasındadır. (bk. Bakara, 2/129, 151) Demek ki arınmanın yolu uyduruk çevre dernekleri kurmaktan değil, vahyi..
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullahsallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kulun Rabbine en yakın olduğu hal secde halidir. İşte bu sebeple secdede çok dua etmeye bakın!” (Müslim, Salât 215.)..