Kendini tanımak, bilmek istersen, iki şeyden yaratılmış olduğunu bilmelisin. Biri zahirî kalıp. Buna beden derler. Göz ile görülebilir. Diğeri bâtın [içyüz, görünmeyen taraf] mânâsındadır. Ona nefs derler, ruh derler ve kalb derler. ..
Belâyı tatmadıktan sonra aldanman eksik olmaz. Bulunduğun hâl yalnız seni sevince boğmasın. Çünkü sevinç geçici şeydir...
Hasan (r.a) diyor ki: “Eyyûb’un (a.s) geriye (sağlam olarak) yalnızca iki gözü, kalbi ve dili kalmıştı. Kurtlar bedeninde yüzüyordu. Bu halde, yedi sene kilisede kaldı.” (Râviler, yedi seneden sonra daha ne kadar gün veya ay orada kaldığı konusunda ihtilaf etmişlerdir.)..
Vahyin gelmesi gecikince, müşrikler; “Muhammed, yarın haber vereyim’ diye bize söz verdiği halde, kendisine sorduğumuz şeylerden hiçbiri hakkında bize bir haber vermiyor!” diyerek yaygaraya başlamışlardı...
Kurban kesme günlerinde (kurban bayramının ilk üç gününde) kurban kesmeğe gücü varken kurban kesmeyip de sonra fakir düşse, buradaki vücub üzerinden düşmüş olmaz...
Zilhicce’nin başında dokuz gün oruç tutmak müstehaptır. Çünkü zilhiccenin ilk on günüyle alakalı hadisler bulunmakta bu günlerin sâlih amellerle geçirilmesi tavsiye edilmektedir. Niyet ederken de nafile oruca diye niyet edilebilir. Zilhicce orucuna zilhicce ayının birinde başlanıp dokuzuna kadar tut..
Ey hasta! Hastalığın geçmesini mutlak olarak isteme. Afiyetin her zaman yararlı olacağını sana kim dedi? Şimdi hastasın, îmanın var; sağlam olunca bu îmanı kaybetmeyeceğini kim temin eder? Dünyalığa dalar, Allah'ı, Peygamber’i unutursun. Akıllı ol; her olur olmaz şeyin peşine koşma...
Medineli müslümanlardan Sa‘lebe b. Hâtıb, Peygamberimiz aleyhisselama gelip: “Yâ Rasûlallah! Bana mal vermesi için, Allah’a dua et!” dedi. ..
Kurban Bayramı'nın dinimizde ayrı bir yeri vardır. Hacc günlerinin hemen peşinden, kurban kesilerek bayram yapılışı çok mânidardır. "Eyyâm-ı nahr" denilen bu günlerde, hâli vakti yerinde olan her müslüman, Cenâb-ı Allah’ın (c.c) rızası için kurban keser. İslâm ölçüleri içerisinde, bayramını bayram y..
Uhud savaşında Rasûlullah, üzerinde "korkaklıkta utanç, ileri gitmekte şeref var, kişi korkaklıkla kaderden kurtulamaz" yazılı bir kılıcı eline alarak: "Bu kılıcın hakkını kim verir?" diye sormuş, Ebû Dücâne de kılıcı alarak savaşmıştır...
Kadının biri Hasan el-Basrî’ye (r.a) gelir, “Genç bir kızım vardı, öldü. Onu rüyamda görmek istiyorum, onu rüyada görmeni sağlayacak bir dua öğretesin diye sana geldim” der. Hasan el-Basrî (rahimehullâh) da kadının arzusunu yerine getirir. Kadın, kızını rüyasında görür ki, aman Allah’ım! Üzerinde ..
Cemaat arasında imamete en yararlı olan, sünneti en iyi bilen (fıkıh bilgisi olan) kimsedir. Bunda eşit olsalar, okuyuşu daha güzel olandır. Bunda da eşit olsalar takvası daha çok olandır...
Peygamberimiz de: "Bir kimseye günah olarak müslüman kardeşini küçük görmesi kafidir"(3) buyurarak insanları bu kötü huydan kaçınmaya davet etmiştir...
Ev evlat! Ben, sana bir aynayım; böyle gör. Beni kalbine bir ayna olarak koy, sinene yerleştir. İşleri karşıma getir. Bana yaklaş ve bak. O zaman çok şeyler göreceksin. Benden uzak kaldığın zaman göremediğin çok sefaları o kez göreceksin...
Hâlisiye kolu; eş-Şeyh Ziyâuddin Abdurrahman Hâlis Kerkükî (k.s.) Hz.leri tarafından kurulmuş ve “Hâlis” ismine izâfeten “Hâlisiye” olarak tanınmıştır...