Muhterem Hocamız sohbetinde yerlerin ve göklerin müminlerin ölümüne ağladığına dair ayetler ve hadislerden bahsediyor. Sohbet İslam'da zikir ve tesbihatın önemi, Cuma namazının fazileti ve meleklerin, hayvanların ve doğanın tesbihatı üzerine derinlemesine bir konuşma içeriyor. Cenab-ı Mevla'yı zikre..
Rasûl-i Ekrem Efendimiz bu güzel gecede hakkıyla anılır ve doğumundan duyulan sevinç, kalben, lisanen dile getirilir.....
Ahiretin tarlası olan bu fani dünyada yaşayan insanoğlu, çok değil, yalnızca birazcık çevresine ve kendisine baksa; hayatında olup bitenleri bir müddet tefekkür etse ne kaybeder acaba? On sekiz bin âlemin yaratıcısı yüce Rabbimiz (c.c) kendisini bilip tanımamız için binlerce, hatta milyonlarca de..
Bir kuştan, ta yıldızlara kadar ve bir kelebekten tutun ta galaksilere kadar her şey, “kâinat kitabının” birer ayetidir. ..
Hâlık olan; Yaratan Allah (celle ve a‘lâ) ; kâinat bahçesini ve o bahçeyi ekip biçecek, faydalanacak insanı yarattı. İnsan; Özü itibariyle rûhlar ve melekler âlemine; bedeni itibariyle kâinâta mensup bir varlık olarak yeryüzünde gezdi dolaştı. Çoğaldı, yayıldı renk renk... Her bir insanda değişik bi..
“Ya Rab, nasıl ulaşalım Senin rızana…”diye bir düşünce geçiriyorsak içimizden, bir umulmadık bir umman gelir önümüze. O yaradan ki Ekmel-i Kâinat Fahr-i Âlem Muhammed’i (s.a.s) yarattı, bizi nasıl sevdiğini kanıtladı. O sevdi, “Habibim” dedi. Biz de seversek oluruz O’nun mahbubu elbet... Olmaz O’ns..
Şiir serüvenimize belki Arapların, Türklerin ya da Farsların eski kültürlerinden devam edebilirdik. Ama biz yine de insanlığın kemal noktası olan Fahr-i Kâinat Efendimizle başlayalım. Üniversitemizde düzenlenen Mevlid kandili programında rektörümüz Sn. Abdullah Demircioğlu Hocaefendi’nin hatırlattı..
Sevgili Peygamberimiz, her konuda olduğu gibi vefakârlıkta da önderdi. Ahdinde dururdu, vadinde sadıktı, sözünden caymazdı, kendisine ve ashâbına yardımı dokunanları asla unutmaz, dostlarını sık sık arar, hâl ve hatırlarını sorardı. İnsanlara sevgisi sürekli, hizmeti samimi ve daimi idi. Müslümanla..
Bakmak ve görmek ayrı şeylerdir. Herkes bakar, fakat herkes göremez. Etrafımızda ve daha önemlisi kendimizde nice hasletler var, fakat biz bunlardan bihaberiz. Bu kâinat bir kitaptır, okuyabilenlerden olalım inşallah. Âyet-i Kerime'de: "Kesin olarak inananlar için, yeryüzünde ve kendi nefislerin..
“Tüm canlılar ölümü tadacaktır. Kainatta takdir edilen zaman dolduktan sonra da kıyamet kopacaktır. İnsan bu idrak ettiği dünyada fiili olarak yaşar. Belirli bir süre dünyada misafir olarak kalır. Yaradılışın gayesine göre davranır veya davranmaz, o, insana verilen iradenin sonucudur. Yaratıcısının ..
Bizi; şu içinde yaşadığımız kevn-ü mekânı, kâinâtı, canlı cansız her şeyi yoktan yaratan Yüceler Yücesi Rabbimizi ( Celle Şânühû) ne kadar tanıyoruz? Varlık ve birliğine iman ettiğimiz Mevlâmız hakkında nasıl bir inanca sahibiz? Elhamdulillâh ibâdet ediyoruz, bununla şereflenmişiz… İbadetin sonucu m..
"Hiçbirşey hariç olmamak üzere her şey Allah’ı zikr u tesbih eder. Lakin siz, onların zikrini anlayamazsınız” (İsrâ Sûresi, 17/44) İçinde yaşadığımız şu muazzam kainatta her şey sureti itibariyle kendisini yaratan Allah’ın (c.c) varlık ve birliğine işaret ederken, lisân-ı hâliyle de her an kesint..
Maddi dünyamızın mevsimleri var olduğu gibi; manevi dünyamızın da mevsimleri vardır. Ramazan'ın girmesiyle birlikte kainatta adeta manevi bir mevsim değişikliği olur. Ramazan, manevi dünyamızın baharıdır, yazıdır. Kâinat şenlenir, dünya Cennetten kopup gelen bir hava ile dolup taşar. Melekler mü..
Tasavvufun Türk kültüründeki önemi çok büyüktür. Onun terk edilmesiyle cemiyetimizde, kısacası topyekün insanlık aleminde bozulmalar meydana gelmiştir. Şu bir gerçektir ki, Cenab-ı Allah kainatı insan için yaratmıştır. Burada insandan maksat, insan-ı kamildir. Cenab-ı Allah’ın (c.c.) emirlerini yeri..
Bakmak ve görmek ayrı şeylerdir. Herkes bakar, fakat herkes göremez. Etrafımızda ve daha önemlisi kendimizde nice hasletler var, fakat biz bunlardan bihaberiz. Bu kâinat bir kitaptır, okuyabilenlerden olalım inşallah...
Yaratılan her şeyin bir ömrü olduğu gibi, bu dünyanın da bir ömrü vardır. Bir gün gelecek, bu âlemden ve üzerindeki yaratılmışlardan bir eser kalmayacak ve kainattaki bu mükemmel nizam bozulacak ay, güneş ve yıldızlar birbirine çarpıp parçalanacak, dağlar pamuk gibi atılacak ve her şey mahvolacaktır..