Cennetmekân Sultan II. Abdulhamid Han, 33 yıl süren saltanatının ardından 10 Şubat 1909 yılında Beylerbeyi Sarayında Hakk´a yürüdü. Vefatının sene-i devriyesinde rahmet ve minnetle anıyoruz...
Şüphesiz ki, Mevlânâ Celâleddin-i Rumî veya diğer tasavvuf büyükleri denilince, İslâm’ı taviz vermeden yaşayan kimseler anlaşılır. Hakiki mutasavvıf bunlardır. Hem şu da kesin olarak bilinmelidir ki, bu tasavvufî hayat Peygamberimizin, sahabîlerin, tâbiînin ve ondan sonra gelenlerin İslâmî yaşayışla..
Muhtemeldir ki, sır da ruh gibi beden kalıbına tevdi edilmiş bir latifedir. Sûfilerin esasları ve prensipleri, sırrın müşâhede (ulûhiyyeti seyr ve temaşa) mahalli olduğunu icap ve ifade etmektedir.Nitekim sırrın sırrı ise, Hakk’tan başkasının muttali olamadığı şeydir. Sufîlerin ıstılahına ve esaslar..
Ülkemizde de "Mürşit" konumundaki insanların kişiliğine yönelik tartışmalar dikkate alındığında mürşidin hem gereği gereksizliği, hem de aranan vasıflar üzerine neler söylersiniz? Tasavvuf klasiklerinin üzerinde en çok durduğu konuların biri de mürşittir. Çünkü tasavvufi hayatın merkez kişisi mür..
Lügatte bir şeyin nefsi demek, o şeyin varlığı (ve kendisi) demektir. Sûfîler nefs sözünü kullandıkları zaman bu kelime ile ne bir şeyin varlığını (vücûd), ne de vaz’ olunmuş kalıbı (cismi) kastederler. Onların nefs kelimesinden muradı, kulun kötü (ve illetli) vasıfları ile yerilen (ve zemm edilen) ..
Tarîkat kurucuları tarîkatı kurmak için ortaya çıkmamışlar, tarîkat kurdukları iddiasında da bulunmamışlardır. Tarîkat şeyhinin çevresinde toplanıp bir cemaat oluşturan mürîdler, şeyhin sülûk tarzını, tasavvufî hayatı yaşama şeklini, fikirlerini ve kanaatlarını benimsemişler, çoğu zaman şeyhlerine a..
Üçler, yediler ve kırklar tasavvufî tabirlerden olup, kültürümüze yerleşmiş olan sözlerdir. Bunlar kademe kademe, Cenâb-ı Allah’ın sevdikleri, dost edindikleridir. Sevdikleri, dost edindikleri ifadesinden aykırı anlamlar çıkaranlar var. Onlar; “Hiç Cenâb-ı Allah dost edinir mi?” veya “Sever mi?” ..
Âlimler, İmam-ı Azam’ın takvası, ibadeti ve zühdünde icma etmişlerdir. Kalbi ahlaki kötülüklerden arı, her çeşit faziletle süslü, Allah ve Resulü’nün getirdiklerine sıkı sıkıya bağlıydı. İmam Abdullah b. el-Mübarek: “Ebu Hanife’den daha çok Allah’tan korkan birisini görmedim.” [18] demektedir. Abd..
Son dönem tarikatlarını ilk dönem tasavvufî cemaat ve akımlarından ayıran bir takım ortak esaslar ve kurallar vardır. Bu esas ve kurallar daha evvel mevcut olsa bile son dönemdeki şekilde ve önemde değildir. a. Tarikatın başında bir şeyh vardır. Bu şeyh ta‘lim şeyhi değil, terbiye şeyhidir. Sohbet ..
Hz. Peygamber'in hayatını merkeze alarak varlığın meydana gelişinden peygamberler tarihine, oradan da İslam tarihi ile ilgili asr-ı saadet devrini içine alan haberlerin bir özü ve özeti olan Hulasatü'l-ahbar, Aziz Mahmud Hüdayi'ye ait önemli bir eserdir. Tasavvufi perspektiften yola çıkarak kaleme a..
Eser, Kadirî meşayihinden Ömer Hüdâî Köğengî'nin (k.s) divanından müteşekkildir. Müridi olan Hacı Muharrem Hilmi Efendi tarafından muhafaza edilen divan, öğrencisi Süleyman Ateş tarafından anlaşılır bir üslupla kaleme alınmıştır. Eserde Ömer Hüdâî hazretlerinin fuyuzât-ı Kâdiriyye'den mülhem dizele..
Seyyid Abdülkadir Geylani Abdülkadir Geylani Hz. nin Fütühu'l Gayb adlı eserinde; rıza,teslimiyet,şikayeti ve iradeyi terk ,nefese, hevaya ve şeytana ittiba etmemek ,sabır şükür,fena,zühd,tevekkül gibi tasavvufikavramlar açıklanmakta ve saliklere yol gösterilmekte ,tasavvuf yolunun esasları tespit..