Bunun üzerine Nebiyy-i Muhterem (s.a.v.), çevresinde kümelenmiş olan ashabına: “Şu açı kim doyurur? Kim misafir eder?” diye sordu.
Suffe Okulunun seçkin öğrencilerinden Ebû Hüreyre (r.a.), açlıktan zayıflayıp tahammülü kalmamış, durumunu Hz. Peygamber’e iletmişti. Resûl-i Ekrem Hazretleri, karnının doyurulması için Ebû Hureyre’yi evine gönderdi. Fakat Hz. Peygamber’in evinde de onu doyuracak yiyecek yoktu. Misafir, hiç bir şey yiyemeden geri dönüyordu, açlığı devam ediyordu. Bunun üzerine Nebiyy-i Muhterem (s.a.v.), çevresinde kümelenmiş olan ashabına:
“Şu açı kim doyurur? Kim misafir eder?” diye sordu. Ensâr’dan Ebû Talha Hazretleri -bir an için kendi yoksulluğunu unutarak-
“Yâ Resûlellâh, ben doyururum!” deyiverdi. Resûlullâh’ın misafirine sahip çıkmak isteği, onu böyle bir davranışa sürüklemişti. Eve vardıklarında zevcesine:
“Haydi, Resûlullâh’ın misafirini ağırla!” dedi. Kadın:
“Ancak çocukların yiyeceği kadar yemek var, başka yok!” diyordu.
Ebû Talha Hazretleri; çocukları uyutmasını, ışığı yakıp onların yemeğini misafire hazırlamasını tenbih etti. Kadın da öyle davrandı. Çocukları uyutup, onların yiyeceğini misafire hazırladı. Bununla beraber Ebû Talha ve zevcesi, ayrı bir yerde kandili yakıp söndürerek yemek yiyor gibi davrandılar. Aslında yemek yoktu. Fakat misafirin, kendisi yüzünden ev sahiplerinin aç kaldığını bilerek üzülmesine, incinmesine engel olmak istemişlerdi.
Karı-koca aç gecelediler, çocukları da aç yattılar. Fakat Suffe Okulu öğrencilerinden Ebû Hüreyre Hazretlerinin karnı doyurulmuş ve emsalsiz bir incelik örneği sergilenerek evin içyüzü, kendisine hiç hissettirilmemişti.
Sabah namazı için camiye gittiler. Namazdan sonra Sevgili Peygamberimiz, Ebû Talha (r.a.)’ya şöyle dedi:
“Allah Teâlâ Hazretleri, karı-koca olarak sizin bu gece yaptığınız güzel hareketten hoşnut oldu ve hakkınızda: ‘...Ve Ensâr, kendileri ihtiyaç sahibi olsa dahi misafir ve muhâcirleri, kendi nefislerine tercih ederler.’(1) âyetini inzâl etti.”
(1) Sahîh-i Buhârî Tecrîd-i Sarîh Tercemesi, X, 15-17. h. no: 1527. İlgili âyet: Haşr, 59/9. Tefsiri için bk. Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, VII, 4843. Bu âyetin nüzul sebebi olarak başka olaylar da anlatılmaktadır. Bu olayda Ensâr’dan biri olarak adı geçen zatın Sabit b. Kays veya Abdullah b. Revâha olma ihtimali de vardır. İmam Müslim, Ebû Talhâ olduğunu söylüyor; Buhârî, isim vermeden “Ensâr’dan biri” diyor.