Muridan
Hacı Mustafa Hayri Efendi (K.S)

Mustafa Hayri Efendi zâhir ve bâtın ilimlerinde yetişmiş ve yetiştirebilen bir kadri yüce Zât idi. Bu yönünü maharetle gizleyen bir tevazu sahibi olduğu biliniyor. Öyle ki kendisini halktan biri gibi gösterir ve şu sözü sık sık söylerdi: ”İsteseydim doğu-batı bütün dünya bizi tanırdı. Ama biz Allah'ın Settâr ismine büründük. Kendimizi gizledik.”

Muhterem Efendi Hazretleri, tasavvufu söz ve şekil olarak değil aşk, mana ve Rasûlullâh'ın (s.a.s) yoluna uygun bir yaşantı ile yaşamış ve yaşatmıştır.

Nesli

Hacı Mustafa Hayri Öğüt kaddesallâhu sırruh Hazretleri hem anne, hem de baba tarafından Seyyid olup Abdulkâdir Geylânî kaddesallâhu sırruh hazretlerinin oğlu Salih’in soyundan ve 33. göbekten torunlarındandır.

Tahsil Hayatı

İlk tahsilini Malatya’da tamamlar. Daha sonra eniştesi Hâfız Nâfiz Bey himayesinde İstanbul’a gider. İstanbul’da Rüşdiye’ye (Osmanlıda ortaöğretim seviyesinde bir okul) yazdırılır.

Rüştiyeyi bitirdikten sonra Harbiye’ye devam eder. Subay olmasına altı ay kala 1. Dünya Savaşı patlak verir. Bu savaşta kendisine harita memurluğu görevi verilir. Bu görevi sırasında, harple ilgili bazı evrakları Medine-i Münevvere´ye ulaştırma vazifesi kendisine verilir. Bu tehlikeli görev sırasında esir düştüğü, iki kere ölüm tehlikesi atlattığı halde sağ salim Medine’ye varır. Peygamber Efendimiz‘in (s.a.s) aşığı olan Mustafa Hayri Efendi, pek çok kez yüce ceddi Rasûlullâh’ı (s.a.s) ziyaretle şereflenmiş, bu ziyaretlerinde iki cihan Serverini (aleyhissalâtü vesselâm) görmekle müşerref olduğunu şu sözleriyle ifade etmişlerdir.
“Güneşin ziyası, O’nun yanında çok sönük kalırdı.”

Top