Kureyş kâfirleri İslâmiyet'in yayılıp kabul görmeye başladığını gördüklerinde, Peygamberimizin kabileleri olan Hâşim ve Muttalib Oğulları'ndan kimseler ile evlenmemek, alışveriş yapmamak, konuşmamak ve onlarla oturmamak üzere aralarında antlaşma imzaladılar.
Bu boykot, mü'min olsun kâfir olsun, bütün Hâşim Oğulları ve Muttalib Oğulları'na karşı yapılmıştı; onların hepsini kapsıyordu. Sadece Ebû Leheb ve çocukları hariç. Zira onlar kendi kabilelerine karşı Kureyş ile birlikte olmuşlardı.
Müslümanlar, Ebû Tâlib'in mahallesinde (şi'b) üç yıl mahsur kaldılar. Kureyş'ten bir gurup birleşip bu olaya karşı çıkıncaya kadar muhasara devam etti.
Müşriklerden Hişâm, Mut'im b. Adiyy'e gitti. Ona, Hâşim ve Muttalib Oğulları'ndan olan akrabalarının durumunu hatırlattı. Mut'im de antlaşmayı bozma konusunda ona olumlu cevap verdi. Sonra Ebû'l-Bahterî b. Hişâm b. El-Haris b. Esed b. Abdiluzzâ b. Kusayy'a gitti. Ona gerekli hatırlatmalarda bulundu. Ebû'l-Bahterî de ona olumlu cevap verdi. Sonra Zeme'a b. el-Esved b. el-Muttalib b. Esed b. Abdiluzzâ'ya gitti. Onu da antlaşmayı bozmaya davet etti. O da olumlu cevap verdi. İşte bu kişiler antlaşmayı bozmaya giriştiler.
Tam bu sırada Rasûlullah (s.a.s.), Kureyş müşrikleri topluluğuna bir elçi göndererek kendisine inen vahyi onlara iletti. Yüce Allah'ın, Ka'be'de asılı olan antlaşmanın yazılı olduğu sahifeye bir ağaç kurdunu (güve) gönderdiğini ve güvenin, Yüce Allah'ın isminden başka sahifede yazılı olan her şeyi yediğini onlara bildirdi.
Rasûlullah'ın kendilerine söylediklerinin aksini bulmak umuduyla, Kureyş müşriklerinin hepsi kalkıp sahifenin asılı olduğu Ka'be'ye gittiler. Sahifeyi açtıklarında, Rasûlullâh'ın (s.a.s.) dediği şekilde olduğunu gördüler. Mahcûb oldular. Antlaşmayı bozma girişiminde bulunan yukarıda adı geçen kişiler ise güçlendiler. Böylelikle sahifede yazılı olan antlaşmanın hükümlerini yürürlükten kaldırdılar.
Kaynak: İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 87-88. (