Muridan
Bedelini Ödeyenler İçin, İbn Arabî

Bedelini Ödeyenler İçin, İbn Arabî

Bir gün Rasûlullâh (s.a.s) oturmuşken, birden azı dişleri görülecek şekilde güldüğünü gördük. Ömer: “Niçin gülüyorsun yâ Rasûlallâh? Anam babam sana feda olsun.”

Rasûlullâh (s.a.s) buyurdu ki:

“Ümmetimden iki kişi, izzet sahibi yüce Rabb’in huzurunda diz çöktüler. Biri dedi ki:

“Ya Rabbi, kardeşimden hakkımı al!”

Allah buyurdu ki:

“Kardeşinin hakkını ver!”

Adam:

“Ya Rabbi! Hiç iyiliğim kalmadı” dedi. Şikâyet sahibi olan:

“Ya Rabbi! O zaman benim günahımın bir kısmını yüklensin” dedi.

Bunu dedikten sonra Rasûlullâh’ın (s.a.s) gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Sonra şöyle buyurdu:

“O gün büyük bir gündür. O gün insanlar günahlarını üstlenecek birine ihtiyaç duyarlar.”

Ardından şöyle devam etti:

“Sonra Aziz ve Celîl olan Allah, kardeşinden hakkının alınmasını isteyen kişiye:

“Başını kaldır ve cennetlere bak!” der. Başını kaldırdığında hayret ve şaşkınlıkla.

“Ya Rabbi! Gümüşten şehirler, inci süslemeli altından köşkler görüyorum, bunlar hangi nebî içindir? Hangi şehid içindir?” diye sorar.

Allah buyurur:

“Bunlar bedelini ödeyenler içindir.”

“Ya Rabbi! Bunun bedeli kimde var ki?

“O sende var. “ buyurur.

“Ya Rabbi! Nedir bedeli?

“Kardeşini affetmendir” buyurur. Bunun üzerine der ki:

“Ya Rabbi! Onu affettim.”

Allah:

“Kardeşinin elini tut ve cennete götür” der. Bunu anlattıktan sonra Rasûlullâh (s.a.s) şöyle buyurdu:

“Allah’tan korkun ve aranızı düzeltin! Çünkü yüce Allah kıyamet günü müminlerin arasını düzeltir.”

 

Hadisin senedi:

(Bize Yunus b. Yahya anlattı, ona İbrahim es-Salmasi, ona babası, ona Ebu Nasr Ahmed b. Muhammed el-Kari, ona Ebubekir b. Abdullah el-Bezar, ona Ebu Cafer Abdullah b. İsmail el-Haşimi b. Ebu Dünya, ona Harun b. Süfyan, ona Abdullah b. Bekr es-Sehmi, ona İbad b. Şeybe el-Habati, ona Said b. Enes, ona Enes rivayet etmiştir.)

 

İbn Arabî, Mişkâtü'l-Envâr

 

Top