Rasûlullah (sav) buyuruyor: “Dininizin üçte birini Âişe’nin evinden öğrenin!” (Deylemî, II, 165/2828)
Ebû Musa el-Eş’arî (r.a) şöyle diyor:
“Bizler, Peygamber’in ashâbı bir hadisi anlayamadığımızda, müşkül bir mesele ile karşılaştığımızda gider Hz. Âişe’ye sorardık. O da bize doyurucu bilgi verirdi.”
Abdurrahman İbni Avf'ın (r.a) oğlu Ebû Seleme de: “Rasûlullah’ın sünnetini Âişe’den daha iyi bilen, ferâiz ilminde mahir bir kimse görmedim.” diyerek onun engin ilmini tasdik ediyordu.
O yedi fıkıh âlimi içinde yer aldı. Bunlar, Hz. Ömer, Hz. Ali, İbni Mes’ûd, İbni Abbas, İbni Ömer, Zeyd İbni Sâbit ve Hz. Âişe idi. Fıkıh ve ictihadda görüşü keskindi. Ferâiz ilmini iyi bilirdi. Talebesi Mesrûk: “Allah’a yemin ederim ki, sahabenin ileri gelenlerinden birçoğu ferâize ait konuda gelir Hz. Âişe’ye sorarlardı.” diye itirafta bulunmuştur.
Hz. Âişe (r.anhâ) annemiz bu ilmi üstünlüğü ile Efendimize kendisini çok sevdirmişti. Bir gün Amr İbni As (ra) Rasûlullâh'a (s.a.s.) en çok kimi sevdiğini sordu. Efendimiz: “Âişe’yi buyurdu. Erkeklerden kimi dedi. “Âişe’nin babasını” buyurdu.