Muridan
İmanın Şubeleri ve Hayâlı Olmak

İmanın Şubeleri ve Hayâlı Olmak

İman, yetmiş küsur şubedir ve hayâ (utanma) imandan bir şubedir.

Ebû Hureyre'den  (r.anh) rivayetle, Peygamber (s.a):

الإِيمَانُ بِضْعٌ وَسِتُّونَ شُعْبَةً وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنْ الإِيمَانِ

"İman, yetmiş küsur şubedir ve hayâ (utanma) imandan bir şubedir"[1] şeklinde buyurmuştur.  Hayâ Allah için imanın bir şubesidir. Ama sırasını söylememiş. Hadiste geçen "بِضْعٌ" kelimesi 3'ten 10'a kadar anlamındadır. Misal, bir kimse bu tabiri kullandığında 3'ten 10'a kadar bir grubuz, demiş olur. Bu konuyla ilgili başka bir hadiste Allah Rasûlü (s.a) şöyle buyurur:

...إِذَا لَمْ تَسْتَحِ فَافْعَلْ مَا شِئْتَ

"....Utanmıyorsan dilediğini yap."[2] Dün daha çok insan kötülük yapmaktan korkarken bugün insanlar hiç utanmadan her şeyi çok rahat bir şekilde yapıyorlar. Çünkü önceden insanlarda hayâ duygusu vardı. Böyle bir sıralamaya yetkim yok eğer ki hata ise Rabbimden istiğfar ediyorum. Bu sıralamayım ben yapmış olsam hayâyı 3'e, 5'e, 7'ye koyardım. Adam hırsızlık yapıyor, utanmıyor. Milletin arasında gezip dolaşıyor, yüzsüzlük, sahtekârlık yapıyor. Hiçbir şey olmamış gibi dolaşıyor. Demek ki iman gitmiş. Televizyonlara neler yansıyor. Artık hayâ elden gitmiş. Ben bunları elimle men edemem. Böyle şeyler dinlemeyin. Bunlara ortak olmayın. Özellikle kadınlar evlilik programlarını izliyorlar. Bir günah işliyorsun, bari onu teşhir etme. Şahitleri çoğaltma. Bir meniatı işledin oradaki her şey sana şahit olacak. Ama tevbe edersen o ayrı. Biz Müslümanlarda bazen bilerek ya da bilmeyerek onlara ortak oluyoruz. Öyle şeyler var ki edepten noksan. Sadece kendi arasında değil dünyaya yayın yapıyor. Yapılan işe insanlar, melekler şahit olduğu gibi cansız gibi görünen her şey de şahit oluyor. Bunun çaresi istiğfardır. Biz burada hayır üzere bir aradayız ve buradaki her şey bizim şahidimizdir. "Ya sen nereden anlıyorsun bunu?" diyebilirsiniz. Hz. Allah şahit getireceğiz, diye buyuruyor. Ağızlar susacak, eller, ayaklar konuşacak. Değil mi? Bakınız okuduğum bir cümle dağlar kadar mana ifade ediyor. Bazen ben hadisi okuduğumda cümlecik tabirini kullanıyorum. Bunu hadisin kısa olduğunu belirtmek için söylüyorum. Yoksa söz Hz. Peygamber'in (s.a) sözüdür.

Hayâ İmandandır

            22. hadise geçelim. Biliyorsunuz ki Mekke'den Medine'ye göç edenlere Muhacir, onlara kucak açan onlara her türlü yardımda bulunanlara ise Ensar denilir. Bu hadisi bize İbn-i Ömer rivayet ediyor ve diyor ki:

أَنَّ رسولَ اللَّه :مَرَّ عَلَى رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ وَهُوَ يَعِظُ أَخَاهُ في الحَيَاءِ، فَقَالَ رسُولُ اللَّهدَعْهُ، فإِنَّ الحياءَ مِنَ الإِيمانِ

Rasûlullah (s.a) bir gün Ensar'dan bir kim­senin yanından geçiyordu. Ensarî, kardeşini hayâlı olmamayı nasihat ediyordu. Rasûlullah (s.a): "Bırak onu! Zira hayâ imandandır."[3] buyurarak utanmanın fena bir şey olmadığını, kendisine tembih etmiştir.  Çünkü Ensarî, kardeşine çok utanmanın iyi bir şey olmadığını anlatıyordu. Bazen biz de oğlum, kızım utanma niye utanıyorsun? deriz. Ancak utanma imandandır. Bu imansız olma gibi bir mana ifade edebilir ama puanını aşağıya çekmiş olursun, şeklinde kastedilmiştir.

            Şimdi 23. hadisi okuyalım.

عَنْ عِمْرَانَ بْنَ حُصَيْنٍقَالَ: قَالَ النَّبِيُّالْحَيَاءُ لاَ يَأْتِي إِلاَّ بِخَيْرٍ

İmran b. Husayn'ın (r.anh) naklettiğine göre Hz. Peygamber (a.s) "Utanmak hayırdan başka bir şey getirmez"[4] buyurdu. Demek ki utanma duygusu olmayan kişi hep şer getirir. Misal; tertemiz, berrak bir suyu içebilirsiniz ama o suyun içerisine biraz pislik atarsan, sonra biraz daha biraz daha ne olur? O su artık ne içilir ne de başka bir şey için kullanılır. İşe biz bu kirlilerden uzaklaşmamız lazım. Hayâ duygusunu kuvvetlendirmemiz lazım. Bir hadis daha var ki Allah Rasûlü (s.a) şöyle buyurur:

اَلْحَيَاءُ حُسْنٌ وَلَكِنْ فِي النِّسَاءِ أَحْسَنُ

"Hayâ güzeldir. Fakat kadınlarda olursa daha güzeldir."[5] Bu bilgileri bilgi dağarcığımıza ekleyelim. Yazalım, çizelim yoksa ilim zayi olur, gider. Siz bilir misiniz Hz. Peygamber (s.a) ne buyurur?

آفةُ العلمِالنِّسْيَانُ، وَإِضَاعَتُهُ أَنْ تُحَدِّثَ بِهِ غَيْرَ أَهْلِهِ

"İlmin âfeti unutkanlıktır, onu zayi etmek de ehli olmayana söylemektir."[6] İnsan unutabilir. Onun için kayıt altına alması daha güzeldir. Çünkü ilim avdır avı yakalamak ancak kaydetmekle olur. Arapça olarak şöyle derler:" العِلمُ صَيدٌ والكِتابةُ قَيدُهُ"



[1] el-Lu'lu ve'l Mercan,  1/8.

[2] Ebû Dâvûd,  4/252.

[3] el-Lu'lu ve'l Mercan, 1/8.

[4]el-Lu'lu ve'l Mercan,  1/9.

[5] Deylemî, Müsnedül-Firdevs, c. 3, s. 92.

[6] İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, c.5, s. 286.

Top