“Siz şimdi Üsame’nin kumandanlığını tenkit ediyorsunuz, bundan önce babasının kumandanlığına da dil uzatmıştınız...
Hz. Peygamber, vefatı yılında (632) Rumlar üzerine bir grup asker hazırlamış ve bunun başına Hz. Üsame b. Zeyd’i kumandan tayin eylemişti. Bazı kişiler, Hz. Üsame’nin kumandanlığına itiraz ederek dedikodu yapmışlardı. Bunun üzerine Hz. Peygamber öfkelenerek bir hutbe irad etti:
“Siz şimdi Üsame’nin kumandanlığını tenkit ediyorsunuz, bundan önce babasının kumandanlığına da dil uzatmıştınız. Allah hakkı için nasıl ki; Zeyd, kumandanlığa tamamıyla lâyık ise ve bana insanların en sevimlilerinden biri ise, hiç şüphesiz Üsame de babasından sonra bana insanların en sevimlilerindendir.” (Tecrîd, IX, 437; Sahîh-i Müslim ve Tercümesi, VII, 322 vd.)
Hz. Üsame’nin şahsı üzerinde ashâb arasında ihtilâfa düşülmesinin sebebi, bu zatın ve babası Zeyd’in köle asıllı oluşuydu. Eskiden köleler, başkan ve kumandan olamazdı. Fakat İslâm’ı, cahiliye devrine ait olan bu düşünceyi ortadan kaldırmıştı. Hz. Ömer, bu minval üzere kıyl ü kâl edenlere gereken cevabı vermekle beraber Hz. Peygamber’i meseleden haberdar etti. Peygamberimiz de yukarıdaki sözü söyledi.
Bu sırada Hz. Peygamber, vefat ettiğinden Hz. Ebû Bekir, Üsame ordusunu Resûlüllah’ın isteğine uygun bir şekilde sevk etti. Hatta Hz. Ebû Bekir’e ordunun gönderilmeyip Medine’de alıkonulması teklif olununca:
“Aslanların beni gelip kapacağını bilsem, Üsame’yi yine bekletmem” demiş ve Hz. Peygamber’in emrini yerine getirmek hususunda kararlı olduğunu ifade etmişti. (İbnü’l-Esîr, II, 334; Şiblî, IV, 52 vd.)