Derviş; sözlükte fakir, muhtaç ve dilenci/sâil anlamına gelir. Çoğulu dervişân veya derâviş şeklindedir. Tasavvuf terimi olarak derviş şu gibi anlamlara gelir: 1. Fakir ve muhtaç. Baştan beri sûfiler ve ermişler fakir ve muhtaç sıfatıyla nitelendirilmişler, onlar da bunu iftiharla kabullenmişlerdi..
Şeyh Ahmed Bedevi'nin müridleri günden güne artıyor ve herkes onun büyüklüğünden bahsediyordu. Bu hâl zamanın başkadısı (kâdi'l-kudat) olan Şeyh Takıyyüddin'in pek hoşuna gitmiyor ve Ahmed Bedevi'nin müridlerinin çoğalmasından rahatsız oluyordu...
Osmanlı âlimlerinden. Meşhûr Muhammediyye adlı eserin müellifi. İsmi, Yazıcızâde Muhammed Efendi olup, babası Yazıcı Sâlih’dir. Babası, devlet hizmetinde kâtip olarak çalıştı. Ârif, münevver bir zât olup, ilm-i nücûma dâir beş bin beyte yakın mesnevî tarzındaki Şemsiyye isimli eserini, Ankara'da Dev..
906. Âişe’nin (r.a) şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Hz. Muhammed’in (s.a.s) vefatından sonra doyasıya yemedim. Eğer ağlamak isteseydim, ağlardım. Muhammed (s.a.s) vefat edinceye kadar onun ehli doymamıştır.”..
Zevklerin en yücesi ma‘rifetullah (Allah’ı bilmek) ve O’nun cemâlini temaşa etmektir! Ancak bu zevkten mahrum olanlar, başka zevkleri tercih edebilirler. Lezzetler idrâklere tâbidir. Mesela öfke tabiatı, düşmandan intikam almak ve gönlünü rahat ettirmek için yaratılmıştır. Öyleyse onun lezzeti gale..
Çünkü Rasûlullâh (s.a.s) Hanzala hadisinde: ‘Benim yanımda bulunduğunuz hâl üzerinde kalsaydınız, melekler size gelir ve elinizi sıkardı.’..
Büyük velilerden, hakikat şehidi… İsmi Hüseyin b. Mansûr, künyesi Ebu’l-Mugis’tir. 858 (H.244) yılında İran’ın Beyzâ şehrinde doğduğu rivayet edilmektedir. 919 (H.306) yılında ise idam olunarak şehit edildi. Gençlik yıllarında Tuster’de büyük velîlerden Sehl b. Abdullah et-Tusterî (k.s) hazretler..
Kıymetli İhsan Efendi oğlum! Allah’ın selâmı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Cenâb-ı Hakk âfiyetiyle sizleri kâim eylesin. Daima tevhîd üzere sabitkadem eyleyip râzı olduğu amellerle zahirinizi, bâtınınızı kâim eylesin. Maksûdum, sayılı nefesim tamam olmadan sayılı mektûbların zât-ı âlinize u..
Tasavvuf yoluna girmemekle beraber sûfîliğe ilgi ve sevgi duyana muhib/sempatizan denir. Bu yola kimi yeni girmiştir, henüz işin başındadır. Bunlara ‘mübtedî’ ve ‘ehl-i bidâyet’ denir...
Aşkı nasıl tarif edebiliriz, bu mümkün mü? Aşk, tarifi mümkün olmayan ilahî bir duygudur. İlahi aşkın potasından süzülen, düştüğü yeri yakan, yaktıkça yakan yandıkça da yanma arzusu tutuşturan Allah’ın bizleri var olma sebebiyle halk ettiği en ulvi duygudur...