Muridan
Teslimiyet

Teslimiyet

Hakk’ın kuvvetini, kudretini görmeden halkın elinden tek şey almam. Hakk’ı görmeden, halktan bir şey almamaya yeminliyim; bir lokma dahi almam. Ne yerim, ne içerim, öldüğüm zaman da Aziz ve Celil olan Hakk’a uçarım.

 Peygamber (s.a.v) Efendimizin kurduğu din binasının duvarları düşme tehlikesi arz etmekte ve yapıcısından imdat istemektedir. O din denizinin suyuna gelince kurumak üzere. O yüce dinin emri ge­reğince ibadet edilmesi gereken Zât’a gereği gibi ibadet edilmemekte. Eden varsa pek az; çoğu ibadetine riya ve nifak karıştırmakta.

 Bu yüce dinin duvarlarını yükseltmek için kim yardım edecek? Küfür ve nifak ehlinin belini kırmaya kim koşacak?

 Konuştuğum, bir bilgiye dayanmakta. Öyle bir hâldeyiz ki, hâli­mizi daha açık anlatmaya imkânımız yok. Bu durumu, bir dünyalık sahibine öğretmek kabil olmadığı gibi derdimizi ifşa edecek kimseyi de bulamıyoruz.

 Ebu’l-Kasım Cüneyd şöyle derdi:

 “Benim sofi grubu ile işim yok. Esas mesele insanın kendi varlığından arınmasıdır. O olunca kalben Hakk’a sefir olur. Hiç kimse sofi olamaz. Olması için Peygamber (s.a.v) Efendimiz’i rüyada görme­si, ondan emirleri ve yasakları öğrenmesi icap eder. Bu hâli bulunca, kalbi yücelere çıkar, sırrı temiz olur ve şahın kapısına varır. Eli, Pey­gamber (s.a.v) eli ile bir olur.”

 Konuşmalar sırasında zatın biri kalktı ve dünyalık istedi. Geylâni Hazretleri ona oturmasını emretti ve şöyle buyurdu: Dünya ve âhirete ait işlerin cümlesi için gani gönüllü olmanı isterim. Sonra arzuların için Allah’a dua et ve çalış. Alacağın şeyleri hırsa kapılarak alma, zâhid ol, Allah sana ihsanını yağdırır.

 Allah, İsa Peygamber’e şöyle vahyetti: “Dikkatli ol; silerim.”

 Musa Peygamber, Hakk’a yalvardı ve O’ndan bir tavsiye istedi: “Beni dile” buyurdu.

 Yine istedi, aynı cevabı aldı. Bu tavsiye ve dilek dört defa tekrar edildi, aynı cevap verildi.

 Ümitlerini kıs ve ezeldeki yazını okumaya başla Onları okurken satır satır üzerinde dur. Kelime kelime bak. Her harfi incele. Onlar­da vakitlerini, zamanlarını görmeye başlarsın. Hatta saatini, anını dahi öğrenirsin. O vakit gideceğin yerler sana gözükmeye başlar. Se­ni kaplayan her ilâhî korku, Hakk’a iletir. O cezbe anında sana dü­şen, sebat ve olgunluktur. Hiçbir şeyi düşünme, ömrün uzaması veya kısalması, kıyametin kopması veya kopmaması, senin için bir önem taşımasın. Hak sana ister öfke duysun veya dargın kalsın. İster sana bir şey versinler, isterse mahrum bıraksınlar.

 Sonra Geylâni Hazretleri bağırarak ayağa kalktı, yüzünü elleri ile kapadı ve “Ey ateş, selâm ve serin ol!” dedi. Daha sonra dua etti: “Allah’ım, ayıplarımızı yüzümüze vurma.”

 Daha sonra oturdu ve öğütlerine devam etti. Daha önce anlattı­ğı gibi, Süfyân-ı Sevri’nin, Fudayl b. İyaz’a söylediği: “Gel, oturalım, Hak katında bilinen hâlimizi düşünelim ve ağ­layalım!” sözünü anlattı. Sonra, öğütlerine devam etti:

 Geylâni Hazretleri ayağa kalktı; sağa, sola hafif hafif sallandı ve öne doğru eğildi; elini göğsüne koydu ve bastırdı. Sonra oturdu ve devam etti:

 Ey gözsüz, işte kapı açık, içeri gir. Kapılar ancak iki tanedir. Onların biri açık, öbürü de kapalıdır. Şu açık kapıdan gir.

 Yanımızda, sizin durumunuzu ölçebilecek âlet var. Nakkadımız var. Kalp ve bozukluğunuzu meydana çıkaracak kuvvetimiz mevcut. Hâlinizi tahlil eder, size anlatabiliriz

 Bu sözlerimi senin için derim. Aramızda bir düşmanlık yoktur. Bu sebeple sözlerim başka bir maksada dayanmaz. Ölünce dediklerimi hatırlarsın.

 Sâlih insanın görünüşü, hâlini anlatır. Hakk’a tam arif olanın dili tutulur, ama Hak konuşturur, Hak’la zengin olurum, sıkıntılı hâlimi O’na arz ederim.

 Küçüktüm, bulunduğum yerde bana sesler gelirdi. “Ey mübarek!” diye bir ses duyar ve kaçardım. Ben yine gizlice ona benzer sesler duyarım ve bana “Seni hayır içinde görüyorum!” deniyor. Fakat hiçbirine önem vermem.

 Kurtuluş yolunu arıyorsan bana uy. Sohbetime devam et. Ben­den kaçan birini görürsen, hemen damganı bas. O münafıktır.

 İman sahibinin hem kalp gözü, hem de baş gözü bulunur. Baş gözünü yumduğu zaman kalbi açılır; kalp gözünü kapadığı zaman da baş gözü açılır. Her iki gözü ile Hakk’ın tasarrufunu, hikmetli işlerini ve tecellilerini görür.

Top