Manevî emaneti sürdürme gayreti...
Eles bezminde Rabbimize verdiğimiz “Kâlû Belâ” sözü:
اَلَسْتُ بِرَبِّكُمْۜ قَالُوا بَلٰىۚ
(“Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” Dediler ki: “Elbette!”) — A’râf Sûresi, 172. âyet
Rıdvan Biatı’nda, ağacın altında Müjdeleyicimiz, Rehberimiz Sevgili Peygamber Efendimiz’e (aleyhissalâtü vesselâm) sahâbîlerin (radıyallahu anhum) vermiş olduğu söz:
لَقَدْرَضِيَ اللّٰهُ عَنِ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذْ يُبَايِعُونَكَ تَحْتَ الشَّجَرَةِ
(“Andolsun ki, o ağacın altında sana biat ederlerken Allah o müminlerden razı olmuştur.”) — Fetih Sûresi, 18. âyet
Hadis-i Şerif’te şöyle buyrulmaktadır:
“Ağaç altında bana biat edenlerden hiçbirisi cehenneme girmeyecektir.”
(Tirmizî, “Menâḳıb”, 57, 58; Müsned, III, 350)
Ve en son mürşidim, Kutbü’l-Aktâb eş-Şeyh es-Seyyid Hacı Mustafa Hayri Öğüt (kaddesAllâhu sirrahû) Baba’ya verdiğim el ve biat ile manevî zincirin halkası sapasağlam şekilde tamamlanmıştır.
“Efendim, Efendim de benim Efendim,
Gidemem gayrıya, bağlandı bendim...”
Efendim... Hayatta iken vermiş olduğunuz icazet, izin ve müsade ile manevi emanetinizi devam ettirme gayreti içerisindeyim. Öncelikle Cenâb-ı Hakk’ın emirlerini ve yasaklarını, Peygamberimizin Sünnetini ve hayatını; en sonda da yolumuzun kuvvet bulması için Pirimizi ve Mürşidimi tam 45 yıldır anlatmaya çalışıyorum.
Tasavvufî hayatın yerleşmesi için çok mücadele ettim ve zorluklar yaşadım. Zaman zaman içime akıttığım gözyaşlarım oldu. Ama hep Rabbime sığındım, dua ettim.
Rabbimiz, bizleri ilâhî aşk yolunda kabul edilen kullarından eylesin.