Kimin ki, Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’e bağlılığı gerçekten sabit olursa, Allah Resulü ona bir zırh giydirir, başına bir miğfer çeker, kendi kılıcını kuşatır. Kendi edep ve terbiyesinden, kendi şemailinden, kendi ahlâkından ona bir şeyler tahsis eder. Kendi elbiselerinden bazılarını ona bi..
Öfke - gazap, İzzet ve Celâl sahibi Allah için olduğu takdirde iyidir. Allah’dan başkası için olduğu takdirde ise kötüdür. Mümin, ancak İzzet ve Celâl sahibi Allah için ve O’nun dinine yardım için hiddetlenir. ..
Eğer zenginlik; nimet, rahatlık, mal, şöhret, hizmetçi ve uşakla olacaksa bunlar o zatta vardır ve ayrıca düşmandan emin bir durumdadır. Azıcık sıkıntılarla bu nimetleri unutmak yerinde olmaz. Haddizatında, o adam için darlık yok demektir. Bunları kendi mütalâasına göre bela saysa bile, yalnız Allah..
Hazreti Ömer, hilafeti zamanında Hımıs ileri gelenlerine bir mektup yazıp, çevredeki fakirlerin kendisine bildirilmesini isteyerek yardım edeceğini bildirdi. Hımıs'lılar Şam ve civarında bulunan fakirlerin bir listesini Halife Ömer'e arzettiler...
O´nun Tasavvufi yaşantısı O´nu O yapan mana iklimini bir nebze koklamak için Mürşidi ile tanışmasını ve ``Geçilmez´´ başlıklı şiirini siz değerli okuyucularımıza sunuyoruz...Mekanı cennet olsun. ..
Kul, namaz kılarken hatırına türlü düşünceler gelebilir. Mü’min, namazda hatırladığı bir hayrı yapmak için acele etmelidir. Bu, Allah Teâlâ’ya en sevimli gelen şeylerdendir. Çünkü O, bunu kuluna en sevdiği bir an ve ortamda hatırlatmıştır...
Namaz tartışmasız biçimde İslam dininin temelidir. Namazın Miraç'ta emredilmesi Allah'ın Müslümanlara verdiği özel bir nimettir. Gerçek ve hakiki namazda kul, Miraç'ın hikmetlerine yaklaşır. Böylece insan kulluğun ufuk noktasına yücelir. ..
Tasavvufun Türk kültüründeki önemi çok büyüktür. Onun terk edilmesiyle cemiyetimizde, kısacası topyekün insanlık aleminde bozulmalar meydana gelmiştir. Şu bir gerçektir ki, Cenab-ı Allah kainatı insan için yaratmıştır. Burada insandan maksat, insan-ı kamildir. Cenab-ı Allah’ın (c.c.) emirlerini yeri..
“Beş şey vardır ki, oruçlunun orucunu bozar: Yalan, gıybet, nemime (kovuculuk), yalan yere yemin etmek, şehvet ile bakmak.” (el Ezdî, Enes (r.a)’den)..
Abdullah b. Ömer şöyle demiştir: “Allah’a yemin ederim! Eğer ben hiç bozmadan bütün gün oruçlu olsam, hiç uyumadan bütün geceyi ibadetle ihyâ edip, malımı her şeyden kısıp Allah yolunda infak etsem, öleceğim gün kalbimde Allah’a itaat edenlere karşı sevgi, Allah’a isyan edenlere karşı da buğz yoksa..
Ahirette hâl bakımından insanların en mesûdu, en fazla Allah’ı sevenidir. Zira ahiretin manası, Allah’ın huzuruna varmak ve O’nunla mülâki olmanın saadetini elde etmek, demektir. Muhib (âşık) uzun zaman şevkiyle kıvrandığı mahbubunun (sevdiğinin) huzuruna vardığında bulanmaksızın, hasım ve rakibi..
Câhiliye döneminin az sayıdaki muvahhidlerinden olan Ebû Zerr'i-Ğıfârî (r.a), İslâmlığını şöyle anlatmıştır:..
Tefvîz (işi Allah’a havale etmek) hususunda iki ince nokta vardır. Birincisi: İşlerden en hayırlısını seçmek, ancak bu cihanın her zerresine vakıf olan ve bütün işlerin hâl ve durumunu ve hepsinin gizliliklerini bilen kişiye yakışır. Yoksa bu vasıfları taşımayan kişinin ‘hayırlı ve faydalıdır’ di..
İtikâf lûgat deyiminde bir şeye devam etmek manasındadır. Bir şeye devam eden kimseye de mutekif (itikâf yapan) denir. Şeriatta ise itikâf: Bir mescidde veya o hükümdeki bir yerde itikâf niyeti ile durmaktan ibarettir. ..
Peygamberimiz (a.s); Hudeybiye umresine giderken, Ebva köyüne uğramıştı.(1) Annesi Hz. Âmine’nin kabrini ziyaret için Yüce Allah’tan izin istemiş, izin verilince de(2) gidip kabrin üzerini eliyle düzlemiş(3), ağlamış, yanındakileri de ağlatmıştı.(4) ..