Allah dostlarından Ebû Zekeriyya hasta döşeğinde ölümle pençeleşiyordu. Yakın dostlarından biri kendisine: ``Lâ ilahe illallah, Muhammedü’r-Rasûlullah´´ kelime-i tevhidini telkin etmek istedi. ..
Abdullah adında, bir sahabe vardı. Bir gün pazardan veresiye bazı şeyler almış ve bunları Rasûlullâh’a hediye etmek üzere getirmişti...
Dua ve niyaz ibadetin bir parçasıdır. Müminler, Allah’a hamd etmek, şükretmek af ve mağfiret dilemek için el açıp yalvarırlar. İlahi dinlerde ve İlahi olmayan diğer inanışlarda duanın var olduğunu görüyoruz...
Şefaat, yardım ve istimdat etmek anlamlarına gelir. Başta Peygamber Efendimiz (s.a.s) olmak üzere, bütün peygamberlerin, salih ve saliha kimselerin, şehitlerin, meleklerin ve hadis-i şeriflerde geçtiği üzere kitabımız Kurân-ı Kerim'in şefaati haktır...
"Hiçbirşey hariç olmamak üzere her şey Allah’ı zikr u tesbih eder. Lakin siz, onların zikrini anlayamazsınız” (İsrâ Sûresi, 17/44) İçinde yaşadığımız şu muazzam kainatta her şey sureti itibariyle kendisini yaratan Allah’ın (c.c) varlık ve birliğine işaret ederken, lisân-ı hâliyle de her an kesint..
İki tarafın askerleri savaşa tutuştukları sırada ok, kılıç, mızrak ve hançer parıltılarından gözler donakaldığı, nara ve feryatların meydanı inlettiği bir sırada Hz. Peygamber (s.a.s) emsalsiz bir teslimiyet ve huşu içinde kalp huzuruyla dua ve niyazda bulunur, Allah’ı zikretmekle meşgul olurdu. ..
Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Bu ayda dört şeyi çok yapınız! Bunun ikisini Allahü teâlâ çok sever. Bunlar, Kelîme-i şehâdet söylemek ve istiğfâr etmektir. ..
Her inanan müslüman, Rabbu’l-Âlemi’nin emirlerini ve O’nun elçisinin getirdiklerini can u gönülden kabul etmek ve uygulamak zorundadır. Çünkü onlar bizim her şeyimizdir. Onlarsız olmaz...
Müslümanlar arasında oldukça yaygın ve yanlış bir gele¬nek mevcuttur. Her önüne gelen feleğe kahreder, sövüp sayar... ..
1. Allah’ı zikretmek her zaman lâzımdır. Bunun için maddenin getirdiği ağır bunalımlardan kurtulup kalp ve ruh huzuruna ermek ancak Cenab-ı Allah’ı çokça zikretmekle mümkün olur. ..
Nefsini bırak! Ve ondan uzaklaş! Nisbî olarak kendine izafe ettiğin mülkten ayrıl! Hepsini Allah’a teslim et! Ve kalbin kapısında bekçi ol! Allah’ın dediklerini içeri al ve dediklerini kalbine sokma! Kötü istekleri kalbinden çıkardıktan sonra bir daha yaklaştırma! Bu şeytani arzuları kalpten çıkarma..
Allahu Teâlâ hazretleri (evvelde hiçbir şey yok iken) , yaratılmış bir mahlûk yok iken kendisini sevecek gönüller, zikredecek diller var etmek için âlemi insi, cinsi ve diğer mahlûkatı yarattı...
Sana tavsiye: İhsan edildiğin hiçbir hayrı kimseye söyleme! İsterse bu dostun olsun... Sonra hikmeti icabı sende yapacağı ve tecrübe için vereceği bazı belalardan dolayı Allah’ı ithama kalkışma! Bil ki sana düşen vazife, bela olursa sabır göstermektir, hayra da şükretmektir. ..
Kaderi bahane etmek, tembellerin dayanağıdır. Tembeller, “Ne yapalım, kader böyle imiş,” derler ve daha çok güzel ameller işlemekten kendi kendilerini yoksun bırakırlar. Biz Allah dostları, tembeller gibi hareket etmeyiz. Bilakis orta, vasat yolu tutar, çalışır çabalar ve güzel ameller işleriz. Biz,..
Zikir, kalpte Allah Teâlâ’ya yakın olma yolları bakımından fikir ile karışabilir. Zikir, unutulanı açığa çıkarmak ve şükrü hatırlatmaktır. Fikir ise, herhangi bir şeyi beyinde tasavvur etmek ve bilgiyi ortaya koymaktır...