“Mutlak zikir kemâline masruftur.” fehvasınca, veli, kutup, gavs, keramet vb. kavramlar işitildiğinde akla ilk gelen isim şüphesiz Şeyh Abdülkadir Geylânî’dir. Zira İslâm tarihinde adı bu kavramlarla yan yana gelen en meşhur kişi odur. Onun için de sultanu’l-evliya, kutbu’l-a’zam, gavsu’l-azam, kutb..
Efendim, yurdumuzun dört bir yanında kabirlerini ziyaretle şereflendiğimiz, feyizlendiğimiz tasavvuf büyükleri var. Bu mana sultanlarının, kâmil insanlar yetiştirmenin yanı sıra sosyal ve ekonomik hayata katkılarının ne denli çok olduğu da malum. Birçoğu İslâmî ilimlerin zahirine ve batınına vakıf o..
Yolumuzda latâif diye isimlendirilen ve insan vücudunda belli yerleri bulunan ve bu yerlere yoğunlaşarak belli miktarlardaki kelime-i tevhidi okuma usulüdür...
Halifeler döneminde, dünyanın büyük bir bölümünü hâkimiyeti altında bulunduran Roma İmparatorluğu'ndan Medine şehrine bir elçi gönderildi...
Abdülkadir Geylani Hazretleri'nin kerametlerinden biri de şudur: Bağdatlı tüccarlardan biri Şam'a ticarete gitmek isteyip, bunun kendisi hakkında hayırlı olup olmadığını öğrenmek için Şeyh Hammad'a sormuştu...
Büyük mutasavvıf, İmam Şiblî Hazretleri zamanında, çok zengin bir fırıncı vardı. Bu fırıncı devamlı İmam Şiblî Hazretlerinin muhabbetinden dem vurur, ona olan hayranlığından bahseder, onu ne kadar çok sevdiğini anlatır dururdu...
Sufi zâhidlerden Ebû Muhammed Abdullah b. Hubeyki Yusuf b. Esbat’ın sohbetinde bulunmuştu. Aslen Kûfeli idi ama Antakya’da ikâmet ederdi,..
Bir gün Ebû Cehil, Peygamber Efendimiz'e, ''Hâşimoğulları'nda, senden daha çirkini yoktur'' dedi. Peygamber Efendimiz, ''Her ne kadar haddini aştınsa da yine de doğru söyledin'' buyurdu. ..
Ahirette hâl bakımından insanların en mesûdu, en fazla Allah'ı sevenidir; zira ahiretin mânâsı, Allah'ın huzuruna varmak, O'nunla mülâki olmanın saadetini elde etmek demektir. Muhib (aşık) uzun zaman şevkiyle kıvrandığı mahbubunun huzuruna vardığında bulanmaksızın, hasım ve rakibi olmaksızın, sona ..
Eşkıya inanmamıştı. Bırakıp gitti. İkinci bir harâmi sual edip, o da aynı cevabı alınca vaziyeti reislerine bildirdiler. ''Bu çocuk 40 altınım var'' diyor dediler. Bu defa da reisleri sordu:..
Genellikle tasavvufta insan aklının önemsenmediği, hatta çoğu zaman küçümsendiği ve aşağılandığı kabul edilir ve bu ön kabulden hareket edilerek tasavvuf ve sûfilik ağır bir şekilde eleştirilir, İslâm toplumlarının geri kalmışlığı buna bağlanır. Bu düşünce elbette ki tartışmaya ve eleştiriye açıktır..
Sûfi zâhidlerden Ebû Abdullah Ahmed b. Yahya Cellâ, aslen Bağdatlı olup Remele ve Şam’da ikamet etmiştir...
Asıl adı Derviş Mehmed Zillî olan Evliya Çelebi'dir 1611 yılında İstanbul Unkapanı'nda doğdu. Babası Derviş Mehmed Zillî, sarayda kuyumcubaşıydı...
Ashâbtan Vâsile b. el-Eskâ Hazretleri, yoksul bir zattı, Tebük Seferinden önce bir binek hayvanı arıyordu, Medine çarşısında:..
Anadolu'da yetişen büyük velîlerden. Babası Mustafa Efendi, aslen İstanbulludur. Mustafa Efendi, 1650 (H.1061) senesinde İstanbul Esir Hanında çıkan büyük bir yangında evi ve eşyâsı yandığından maddî sıkıntıya düştü. İstanbul'u terk ederek Trakya'da bulunan Aydos kasabasına yerleşti. İsmâil Hakkı Bu..