266. Mücâhid'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Lokman Hekim (as) kalın dudakları, geniş tabanları olan Habeşli bir köle idi. İsrailoğullarına baş kaldırmıştı."
267. Mücâhid'den "Lokman'a da hikmet vermiştik.” (Lokman sûresi, 12) âyeti hakkında: 'Peygamberlik verilmeksizin kendisine nkıh ve sözünde isabet etme kabiliyeti ihsan edilmişti" dediği rivayet edilmiştir.
268. Saîd b. el-Müseyyib'in "Lokman (as) terzi idi" dediği rivayet edilmiştir.
269. Mâlik b. Dinar'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Lokman (as) oğluna: 'Oğlum Allah'a itaat etmeyi kendine ticaret kıl ki, elinde meta olmadan karlar elde edesin' demiştir."
270. Muhammed b. Vâsî, demiştir ki: "Lokman (as) oğluna: 'Yavrucuğum! Allah'tan kork, kalbin fücur ile dolu olduğu halde insanlar sana izzet ikramda bulunsunlar diye, onlara Allah'tan korkuyor gibi gözükme' diye tavsiyede bulunmuştur."
271. Hâlid er-Rib'fden şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Lokman, marangozluk yapan, Habeşli bir köle idi. Efendisi bir gün 'Bana bir koyun kes!' demiş; o da kesmiştir. Daha sonra efendisi: 'Koyunun en güzel iki uzvunu bana getir' demiş, o da koyunun dili ile kalbini ona götürüp vermiş. Efendisi: 'Onun bu ikisinden daha güzel organları yok muydu?' demiş. O da, 'Hayır' cevabını verip susmuş. Efendisi, 'Bana bir koyun daha kes' demiş. O da emrini yerine getirmiş efendisi 'Onun en kötü iki organını at' demiş. Lokman da koyunun dili ile kalbini atmış. Bunun üzerine efendisi 'Senden koyunun en güzel iki organını getirmeni istedim, dili ile kalbini alıp geldin. Yine en kötü uzvunu atmanı söyledim, bu sefer de yine aynı uzuvları, dili ile kalbini attın (bu ne demek oluyor)?' demiş. O da: 'Bu ikisi temiz oldukları müddetçe onlardan daha güzel bir organ yoktur. İkisi kötü oldukları takdirde de yine onlardan daha çirkin bir uzuv yoktur' cevabını vermiştir."
272. Süfyan demiştir ki: "Lokman oğluna: 'Yavrucuğum! Hiçbir zaman susmuşluğum için pişmanlık duymadım. Eğer söz gümüş ise, bil ki, sükût altındır' demiştir."
273. Katâde'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Lokman: 'Muhakkak ki kötülük, bir başka kötülüğe karşılık yaratılmıştır' demiştir."
274. Hişâm b. Urve, babasından naklen şöyle bir rivayette bu-lunmuştur:."Bir peygamberin hikmetinde şöyle yazılıdır: 'Sözün tatlı, yüzün güleç olsun, o takdirde insanlar nazarında, onlara ihsanda bulunanlardan daha sevimli olursun.(İbn Mübarek ez-Zühd,s. 372.)
Hikmet'te veya Tevrat'ta şöyle yazılıdır: "Yumuşaklık hikmetin başıdır.' Tevrat'ta şöyle yazılıdır: 'Merhamet ederseniz merhamet olunursunuz, ektiğiniz gibi biçersiniz!' Hikmet'te şöyle yazılıdır: 'Dostunu da, babanın dostunu da sev.'
275. Süfyan demiştir ki: "Lokman'a (as) İnsanların en şevlisi kimdir?' diye sormuşlar, o da 'İnsanların kendisini günah işlerken görmelerine aldırmayan kimsedir/ cevabını vermiş."
276. Mâlik b. Dinar, "Hikmetli sözler arasında şuna rastladım: '(Başkalarına) öğretmedikçe ve bildiğinle amel etmedikçe o bilginde senin için bir hayır yoktur. Bu bir adamın odun topladıktan sonra yığın yapıp, güzelce bağlayarak taşımaya başlamasına, taşıyamayınca da, tutup üzerine daha fazla odun ilave etmesine benzer" demiştir.
Ahmed b. Hanbel, Kitâbü'z-Zühd, III. Bölüm