Dinimiz İslâm en mükemmel bir dindir. Bundan sonra başka bir din gelmeyecektir. Allah tarafından ihtiyaca cevap vermek için zaman zaman gönderilmiş dinler bozulmuşlardır.
Onların asılları zamanımıza kadar gelememiştir. Ama İslâm öyle değildir. Orijinali bozulmamış, gayretli âlimler, emirlerini ve yasaklarını uygulayan dindar müslümanlar tarafından zamanımıza kadar olduğu gibi gelmiştir. Kıyamete kadar da böyle devam edecektir.
İnsanlar din ortaya koyamazlar, din icat edemezler. İlahî dinlerin kurucusu Hazreti Allah’tır. Peygamberler vasıtasıyla emirlerini ve yasaklarını kullarına bildirir. Emirlerini yapan, haramlarından kaçınanları Cenâb-ı Allah cenneti ile müjdeler. Yapmayanlar ise ilahî adalet tarafından cezaya çarptırılırlar. Bunun içindir ki, bir kısımları cennete, bazıları da cehenneme giderler. Müminler böyle inanırlar. Buna inanmayanlar, oraya gidince bu hakikati görürler. Pişman olurlar. Ama bu pişmanlık onlara bir fayda sağlamaz. İlahî dinler, yani Allah (c.c) tarafından gönderilen dinler insanlığın hem dünya ve hem de âhiret saadetini temin ederler.
Bugünün insanı namaza pek önem vermiyor. Onun için de bunalımdan kendini kurtaramamıştır. Nerede olursak olalım, namaz ile emredilmişizdir. Namaz için maddi temizlik yani abdest alınması gerekir. Ondan sonra kıbleye dönülür ve öylece namaz kılınır. Kıblenin tayin edilmesi imkânsız olan mekânlarda, dinî usule göre soru soracak kimse yoksa aklının erdiği tarafa doğru namaz kılınır.
Cenâb-ı Allah tarafından ilk defa hesaba çekileceğimiz şey namaz hakkında olacaktır. Peygamberimiz (s.a.s) bu hususta şöyle buyuruyorlar.
“Kişinin ilk defa sorguya çekileceği, namazı hakkında olacaktır. Eğer kul namazının hesabını tam verirse felah bulur ve kurtulur. Eğer kul, namazının hesabını veremezse o kaybeder ve hüsrana uğrar.”
Namaza gereken önemi vermeliyiz.