Pirimiz, Gavsu'l-Azâm Abdulkâdir Geylânî Hazreteri (k.s) sadık bir müridin edeplerine şu mübarek sözleriyle işaret etmiştir.
Mürid zaruret halleri dışında şeyhinin karşısında olur olmaz konuşmamalıdır. Şeyhinin karşısında iken, 'ben buyum, ben şuyum' diye kendi özelliklerinden mümkün oldukça bahsetmemelidir. Her daim şeyhinin huzurunda hizmet için beklemelidir. Şeyhin sohbetlerinden kendisine mutlak bir pay çıkarmalıdır.
Aynı şekilde şeyhinin sohbetlerini adâb ve edeb üzere dikkatle dinlemelidir. Aklının ermediği konularda, 'böyle konuşmalıydı, bunu söylememeliydi' diye kesinlikle düşünmemelidir. O konulardan o sohbetlerden mutlak manada hikmetler olduğunu düşünerek aklnın almadığı idrak edemediği konulara girmemelidir.
* Hakk yoluna çıkmış bir müridin sayılacak şeyleri yapması daha hayırlı olur yerinde olur:
* Sürekli zillet haline baştan razı olmalıdır. Nasibin darlığından yana gönlünü baştan hoş tutmalıdır.
* Daima aç susuz kalmaya ünsüz şöhretsiz şansız yaşamaya şimdiden razı olmalıdır.
* Kendi arkadaşlarını, yakınlarını iyilik ve ihsanda devamlı kendinden önde görmeli.
* Büyük zatların yanına yaklaşmalı, ilim meclislerinde oturmalıdır.
* Kendi tokluğundan önce çevresindekilerin tokluğunu düşünmeli ve izzet ikram içinde bulunmalıdır. Kendisine, 'onlardan alt olmak yeter' 'çevresindekilerin tümü izzet bulsun' diye dua etmeli ve çalışmalıdır. (Benim nasibim nasıl olsa beni bulur) diye tevekkülden ayrılmamalıdır.
Bir mürid için başta gerekli olan şunlardır.
1. Dışta (zahirde) şeyhinin emrine aykırı hareketleri terk etmelidir.
2. İçte dahi (ruhunda ve aklında) onun emirlerine itiraz sahibi olmamalıdır. Dış yönü ile itiraz eden kimse edebini bırakmış olur. İçinden itiraz eden ise kendisini ölüme atmış olur. Müride düşen görev; sonuna kadar şeyhi namına nefsine hasım olmalıdır içten ve dıştan şeyhinin emrine aykırı hareket etmekten nefsini çekip almalıdır.
Bu arada ayeti kerime olarak gelen şu duayı okumalıdır.
"Rabbimiz bizi bağışla bizden evvel geçip giden kardeşlerimizi de bağışla iman eden kardeşlerimize karşı kalbimize kin bırakma! Rabbim, sen Raûf'sun Rahîm'sin." (Haşr, 10)
Bizi sosyal medyada paylaşın: