Hayri Baba (kaddesallahu sirruh) hazretleri bir sohbet esnasında geçmişten bahisle şöyle anlattı:
“Zamanında biriyle ahbaplık ve arkadaşlık yaptık ve aramızda da bazı hukuki meseleler oldu. Bu arkadaş kısmet meselesi, bizden ayrıldı, başka yerlere gitti. Görüşmemiz pek kısmet olmadı. Aradan uzun yıllar geçti, bizden ayrıldıktan sonra nefsine uyup Cenab-ı Hakk’ın yasak ettiği işleri işleyip dünyaya daldığını ve çok içki kullandığını, hastalanarak evine dönüp evinde hasta yattığını ve hastalığının mühim olduğunu öğrendim. Hanımı ihvanımızdı. Geçmiş olsuna gittim. Biraz da eski ahbaplığımız var, gidip kendini teselli edeyim, hatırını sorayım, diye evine gittim. Ben kapıdan girince yattığı yerden beni gördü, hemen kalkıp karşılamak istedi. Fakat durumu müsait değildi. Bana:
“Kâtip! Abbas yolcu” dedi ve ağladı. Ben de kendini teselli ettim, “Geçmiş olsun” dedim. Yüreğim acıdı “Gel sana tarikat tarifedeyim” demek de olmazdı, çünkü o devir çok nâzikti ve hastanın yanında başkaları vardı. Sadece:
“Sana dört dua söyleyeyim, onları okur musun?” dedim. Zaten tutunacak bir yer arıyordu.
“Okurum kâtip” dedi. Ben de dua diyerek dört tespih tarifinde bulundum, o da kabul etti. Abdest alamazdı. Abdestsiz üç veya beş defa ya okudu ya okuyamadı vefat etti.
Vefatından sonra hanımı kocasının durumunu merak ederek:
“Ya Rabbi! Kocam, senin yasak buyurduğun işleri çok işlerdi. Ona ne gibi bir muamelede bulundunuz, merak ediyorum, bana göster” diye, Cenab-ı Hakk (c.c) hazretlerine yalvarır. Cenab-ı Hakk (c.c) hazretleri lütfundan, fazlından ona şöyle bir rüya gösterir. Hanımı bir gece rüyasında geniş bir bahçe, çeşitli ağaç, çiçek ve güllerle bezenmiş yemyeşil bir yer kocası sırtında uzun ve yeşil bir cüppe giymiş o bahçede dolaşır, gezer görür. Kocasına:
“Efendi! Bu ne haldir, burası ne güzel yerdir” diye sorunca, kocası da:
“Hani o kâtibin tarif ettiği dualar var ya, o dualar hürmetine Cenab-ı Hakk (c.c) hazretleri beni affedip, lütuf ve ihsanlarda bulundu” der. Hanımı uyanır, çok sevinir. Tarikat-ı Aliye’nin yüceliğini ve kadrini bu vesile ile bir daha anlamış olur. Bu durumu gelip bize anlattı."
Kaynak: ``Halisa ve Seçkinleri´´ Vesile olanlara teşekkürü borç biliriz.