...Çinliler padişahtan yüz çeşit boya istediler. Padişah hazinesini sanatkârların emrine verdi. Padişah hazinesini sanatkârların emrine verdi. Çinliler'in istediği boya malzemeleri her sabah kendilerine verildi.
Çinliler, ''En iyi resmi ve nakışı biz yaparız'' iddiasında bulundular. Rumlar da, ''Hayır, bu konularda bizim üstümüzde kimse yoktur. Ustalığımız daha üstündür'' dediler. Her iki tarafın iddiaları, adaleti ile bilinen bir padişahın kulağına gitti. Padişah, ''Bu konuda sizleri imtihan edeceğim. Bakalım hangi taraf iddiasında haklı çıkacak? Göreceğiz'' dedi.
Rum ve Çin ülkesinin ressamları, yarışma için hazırlıklarını yaptılar. Çinli ressamlar, ''Bize bir oda verin, siz de bir oda alın. Her grup kendi çalışma odasında sanatını ve hünerini göstersin. Sonunda padişah gelip, ortaya çıkan eseri değerlendirsin'' dediler.
Kapıları karşı karşıya olan iki odadan biri Çinli sanatkârlara, diğeri Rum diyarının sanatkârlarına verildi. Çinliler padişahtan yüz çeşit boya istediler. Padişah hazinesini sanatkârların emrine verdi. Çinliler'in istediği boya malzemeleri her sabah kendilerine verildi. Sanatkârlar da bütün titizlikleriyle bu boyalarla çeşitli resimler ve süsler yaptılar. Nakışlar işlediler. Rum ülkesinin ressamları ise, ''Pas giderilmeden boya bir işe yaramaz. Resim yapılmaz diyerek'' her tarafı güzelce cilâladılar, parlattılar. Bütün duvarlar gökyüzü gibi sade ve temiz oldu.
Çinliler resimlerini yapıp bitirdiler. Kendilerine çok güveniyorlardı. Sevinç ve neşelerinden eğlenceler düzenlediler. Bu durum padişaha haber verildi. Padişah önce, Çinli ressamların çalışma yaptığı odaya girdi. Resim ve nakışlarına baktı.Bütün yapılanlar hârikulâde, çok güzeldi. Resimlerdeki incelik ve güzelliğe hayran oldu.
Çinli ressamların yanından takdir hisleriyle ayrılan padişah, Rum diyarının ressamlarının çalıştığı odaya geçti. Rum ressamlar, iki oda arasındaki görüntüyü engelleyen perdeyi kaldırdılar. Çinli ressamların binlerce boyayla, günlerce emek vererek yapmış olduğu resimler, bu odanın cilâlanmış duvarlarına yansıdı. Çinli ressamların odasındaki süs ve resimler, daha parlak bir biçimde bu odanın duvarlarındaydı.
Rum diyarı ressamlarının çalışma yaptıkları oda, Çinli ressamların odasından çok daha güzeldi. Bu odanın, seyredenlerin gözlerini yuvalarından dışarıya çıkartacak, muhteşem bir güzelliği vardı. Böylece Rum diyarının ressamları, iddialarında haklı çıktılar. İmtihanı kazandılar.
Bu hikâyede Çinli ressamlar zâhirî ilim ehlini temsil eder. Rum diyarının ressamları ise sûfîlerdir. Hak âşığı sûfîler, Allah'ın zikriyle, ibadetlerle, iyiliklerle gönül aynasını parlatırlar. Aynanın kiri ve pasının cilalanarak temizlenmesi; cimrilikten, hırstan ve kinden arınmaktır. Düşünce ve duyguların ağırlığından kurtulup, irfan denizinin aydınlığına ulaşmaktır.