Biz Sana hasret kaldık, Yakıldık içten yandık, Dost dedik etek tuttuk, Nedametle uyandık.
MUHAMMED’İM
Sen bir deniz gibisin,
Akar Sana ırmaklar.
Dillerde vird gibisin,
Sayar Seni parmaklar.
Doymaz Sana melekler,
Geri gelmeni bekler.
İnanırız kaybolmaz,
Yapılan tüm emekler.
Seçti, Seni yarattı,
Dünyayı aydınlattı.
Sapmış idi insanlar,
Kalbe imanı attı.
Doğdu Mekke’de bir nûr,
Toprağa hasret yağmur,
Yaralı kalbimize,
Mutlak ilaç bulunur.
Melek yardı kalbini,
Değiştirdi halini,
Bambaşka oldu şehir,
Tanıdılar Rabbini.
Safâ tepesi yakın,
İnsanlar akın akın,
Çıkın miraca kadar,
Şu âleme bir bakın!
Nur çöllerden fışkırdı,
Her tarafa haykırdı,
Esti tatlı bir rüzgâr,
Her yana nur yağdırdı.
Biz kıymetini bildik,
Dünya kadar sevindik,
Kanatlandık sevinçten,
Gökyüzüne yükseldik.
O’na verme ıstırab,
Olursun sonra harab,
Açtım eli yalvardım,
Affeyle bizi Ya Rab!
Ey Peygamber, Peygamber!
Yetiş getir bir haber,
Şu perişan ümmete,
Şifa ver, bir ilaç ver.
Biz Sana hasret kaldık,
Yakıldık içten yandık,
Dost dedik etek tuttuk,
Nedametle uyandık.
Ey gönderilmiş Nebi!
Nedir bunun sebebi?
Anlamadık, bilmedik,
Kabahat bizlerde mi?
Seni arıyor gözler,
Senin gelmeni gözler.
Uyuruz, uyanırız,
Sana hasrettir özler.
Gözyaşı kanla dolduk,
Hırpalandık, savrulduk.
Vurdular boynumuzu,
Kalkıp yine doğrulduk.
Yakıyor bizi hasret,
Eyle bize bir medet!