Cüneyd’e: “Sabır nedir?” diye sorulunca: “Yüzü ekşitmeden acıyı yudum yudum içine sindirmedir” demiştir. ..
Vahyin içyüzünü peygamberlerden başkası bilemez. Bununla birlikte Efendimiz'e (s.a.s), sahabe-i kiram tarafından sekiz türlü vahiy geldiği tespit edilebilmiştir...
Hak bir gönül verdi bana Ha demeden hayrân olur Bir dem gelir şâdân olur Bir dem gelir giryân olur ..
...'Bugün' der, 'Sultan Murad'ın vezirleri hamamı kapattılar, dışarıdan müşteri alamıyoruz.' Habib baba üzülür... Rica, minnet eder, yalvarır.....
Abdülkâdir Geylânî orta boylu, geniş omuzlu, açık alınlı, ince bedenli, buğday benizli idi. Saçlarını omuzlarını örtecek kadar uzatırdı. Sesi gür ve heybetliydi. ..
Biz Sana hasret kaldık, Yakıldık içten yandık, Dost dedik etek tuttuk, Nedametle uyandık...
Hikâye ederler ki: Şakik Belhi, Cafer b. Muhammed'e (Sâdık) fütüvvetin ne olduğunu sormuş, o da: “Bu konuda senin fikrin nedir?” demiş...
Anadolu`da yetişen velîlerden. 1903 (H.1321) senesinde Erzurum`un Cedid mahallesinde doğdu. İsmi, İbrâhim Hakkı`dır. Erzurumlu İbrâhim Hakkı hazretlerinin neslindendir. Anne tarafından dedesi Hacı Mâhir Efendi, Rıfâî tarîkatı şeyhiydi...
Bağdad halkından birisi Pîr Abdülkâdir Geylânî'ye gelerek: “Babamı rüyada azab içerisinde gördüm. Bana, 'Şeyh Abdülkadir’e git, bana dua etsin. Belki Allahü teâlâ beni azapdan kurtarır.' dedi...
Tevbe; kalp ile olur. İstiğfar; dil ile olur. Tevbe; kalbi günah kirlerinden temizler. İstiğfar; amel defterini günahlardan temizler...