Onların âdâbından biri de vücudunun organlarını yalnız Allah’ın emirleri doğrultusunda kullanmak, dostlarından çıkan hatadan dolayı onları mazur görmek, büyük günah işleme, ya da farzı terk etme dışında dostları kınamamaktır. Muhammed b. Hâmid et-Tirmizî şöyle dedi:..
Dervişlik der ki bana Sen derviş olamazsın Gel ne deyeyim sana Sen derviş olamazsın..
Musa aleyhisselâm zamanında, İsrâiloğulları'nın rızkı gökten gelirdi. Bir zahmete ve sıkıntıya girmeden, Allah Teâlâ'nın lutfu kereminden beslenirlerdi. ..
Evvel tevhîdi zikret, Sonra cürmünü fikret. Var yoluna doğru git. Derviş olayım dersen...
Bir defasında değirmen çekmekten yorgun düştüğü için hizmetçi isteğinde bulunan kızı Fatma’ya Sevgili Peygamberimiz şöyle diyordu:..
...İmâm-ı Şafi'nin mürşidi olan Şeybân-ı Râî de cuma namazına gideceği zaman, çobanlık yaptığı koyunların etrafına bir çizgi çekerdi...
Sûfi zâhidlerden Ebû Abdullah Ahmed b. Yahya Cellâ, aslen Bağdatlı olup Remele ve Şam’da ikamet etmiştir...
Genellikle tasavvufta insan aklının önemsenmediği, hatta çoğu zaman küçümsendiği ve aşağılandığı kabul edilir ve bu ön kabulden hareket edilerek tasavvuf ve sûfilik ağır bir şekilde eleştirilir, İslâm toplumlarının geri kalmışlığı buna bağlanır. Bu düşünce elbette ki tartışmaya ve eleştiriye açıktır..
Mürşid edinmeksizin zikir ve fikir etmek mümkün olmaz mı? diye sorarsan, âdâb, erkân ve usûlüne uymak şartıyla evet derim. Ancak rûhânî terakki ve manevî yükseliş kolay olmaz...
Ahirette hâl bakımından insanların en mesûdu, en fazla Allah'ı sevenidir; zira ahiretin mânâsı, Allah'ın huzuruna varmak, O'nunla mülâki olmanın saadetini elde etmek demektir. Muhib (aşık) uzun zaman şevkiyle kıvrandığı mahbubunun huzuruna vardığında bulanmaksızın, hasım ve rakibi olmaksızın, sona ..