Kadının biri Hasan el-Basrî’ye (r.a) gelir, “Genç bir kızım vardı, öldü. Onu rüyamda görmek istiyorum, onu rüyada görmeni sağlayacak bir dua öğretesin diye sana geldim” der. Hasan el-Basrî (rahimehullâh) da kadının arzusunu yerine getirir. Kadın, kızını rüyasında görür ki, aman Allah’ım! Üzerinde ..
Cemaat arasında imamete en yararlı olan, sünneti en iyi bilen (fıkıh bilgisi olan) kimsedir. Bunda eşit olsalar, okuyuşu daha güzel olandır. Bunda da eşit olsalar takvası daha çok olandır...
Ebu Ümame de Amr b. Anbese’den (r.a) şunu rivayet etmiştir: Allah Rasûlü’nün (s.a.s) şöyle buyurduğunu duydum: “Rabbin, kula en yakın olduğu vakit.....
Vecdin hakikati ve mahiyeti hakkında halkın uzun konuşması vardır. Halktan, sûfileri ve dinleme ile ruhlar arasındaki münasebet yönüne bakan hakîmleri kastediyorum. Bu bakımdan biz, onların sözlerinden, lafızlar ve deyimler nakledelim. Sonra oradaki hakikati keşfetmeye çalışalım. Zünnûn-i Mısrî şöy..
Riyâkârın giydiği elbise cicili, ama içi pistir. Yapmak veya yapmamakta serbest olduğu işlere yanaşmaz, kendince sofuluk satar. Mukaddesatını satarak geçinir. Şüpheli şeylerden sakınmaz. Haram yer. Tembeldir, çalışmaz. Açık emirle yasak edilen hiç bir işi yapmaktan çekinmez. Yaptığı iyilik sadece bi..
Şeyhlerin kalplerini hıfzetmek, onlara karşı saygılı ve edepli olmak, kendilerinden zuhur eden şeyleri kabul etmek, hiçbir hususta itirazda bulunmamak demektir. Şeyh; yaşlı, ihtiyar, pîr, hoca, mürşid ve rehber gibi manalara gelir...
“Sûfıyye” ismi mutasavvıflar taifesinin adı haline gelmiştir. Müfredinde, sûfi adam denilir. Sûfiler cemaatine ise sûfiyye adı verilir. (İrâdesi ve cehdi ile benzeme yolu ile) bu mertebeye vâsıl olmak isteyenlere mutasavvıf, mutasavvıflar topluluğuna ise “mutasavvıfa” ismi verilmektedir. Bu ismin A..
...zira benim başıma gelen felâket, senin başına gelmemiştir, dedi. Kadın, Hz. Peygamber’i tanıyamamıştı...
Vallahi yâ Muhammed! Ben senin yanındaki adamlardan korkmamışımdır! Fakat ben seni görünce aklım başımdan gitti ve zaafa düştüm!..
Tarîkat kurucuları; tarîkatı kurmak için ortaya çıkmamışlar, tarîkat kurdukları iddiasında da bulunmamışlardır. Tarîkat şeyhinin çevresinde toplanıp bir cemaat oluşturan mürîdler, şeyhin sülûk tarzını, tasavvufî hayatı yaşama şeklini, fikirlerini ve kanaatlarını benimsemişler, çoğu zaman şeyhlerine ..
Şeytan hizmetçi kılığına girmiş ve yirmi sene Cüneyd-i Bağdadî Hazretleri’nin yanına gidip gelmişti. Fakat bir türlü gönlüne vesvese vermeye, ona istediklerini yaptırmaya muvaffak olamamıştı. Bir gün:..
Ebû Dâvûd'un rivayetine göre; Ensâr'dan Ebû Umâme (r.a) namaz vakti dışında (namaz vaktinden sonra) camide dalgın dalgın oturuyordu. ..
Vefâ; sözünde durma, kendini seveni unutmama, ilgiyi kesmeme gibi anlamlara gelir. Tarih, başta peygamberler olmak üzere pek çok vefâkâr insana tanıklık etmiştir. Bunlar arasında Peygamberimizin (s.a.s) mümtaz bir yeri vardır. Çünkü Cenâb-ı Hakk, kıyamete kadar gelecek olan bütün insan ve cinler iç..
Tarih boyunca bütün insanlık ve medeniyetler için, vahşî dünyanın en yırtıcı canavarları ile teknolojinin en tahripkâr silahları bile, yerince ve yeterince eğitilmemiş bir toplumun cahil birey ve barbarları kadar yıkıcı ve tehlikeli olmamıştır. Dinî ve medenî terbiyesi verilmemiş, yerince ve yeteri..
906. Âişe'nin (ra) şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Muhammed'in (sav) vefatından sonra doyasıya yemedim. Eğer, ağlamak isteseydim, ağlardım. Muhammed (sav) vefat edinceye kadar onun ehli doymamıştır."..
Tasavvufun belli bir şeklini yaşamak için “şeyhin” lüzumlu ve gerekli, diğer bir şeklini yaşamak için ise şart ve zorunlu olduğunu belirten sûfiler; bu yola girmemenin doğuracağı zararları ve bunun yol açacağı manevî felaketleri göstermekten geri durmamışlardır. Bu yolda bazıları yolunu kaybeder, şe..