Muridan
Vav Gibi Olmak

Vav Gibi Olmak

Osmanlı döneminde padişahın namaz kıldığı yeri, hünkâr mahfilini düşünün. Bu makamın kapısı bir insan boyundan çok daha kısa olurmuş.

Anne karnındaki bir insan sureti ya da secdeye varmış, acizlik makamında bir kul silüeti: Vav... Çileyle yoğrulmuş bir kulun edeple eğilişi, alnını seccadeye sabitleyişi, sıfır olup sonsuzluğa uzanışı... Hepsi "vav" ismiyle müsemma! Vav, adı söylenmeye bile çekinilen bir gizli sır, bir ağır emanet gibi kalpte saklanmış. Kalbe hayat veren müstesna sevgilinin sembolüne dönüşmüş kâinatın ta ilk gününde. Allah'ın (cc) Vahid ismini, birliğini ve benzersizliğini temsil etme görevini üstlenmiş. Ve Rabb'in kudretiyle yarattığı kâinatın yerini tutmak bir tek vav harfine nasip olmuş.

Vav, hayatın özeti bir nevi, yaşantısı Allah'a (cc) yakın olan bir kulun büyük sevdası, bir hattatın baş tacı her daim... Hat sanatının ilk öğrenilen harfi o. O yazılınca, diğerleri peşinden bir bir dökülüveriyor. Diğer bütün harfleri, kelimeleri bir araya getiren, eksik parçaları tamamlayan harf "vav". Tıpkı ayrı duran hatları sımsıkı birleştiren bir çengel gibi... Bir de rahlenin önünde kendini vav çekmeye hazırlayan öğrencinin imtihanı. Çekilmesi en zor harf olduğundan bu. Koca bir kalp dolusu aşk, çok maharet, çok sabır istiyor.

Ebced hesabında altı demektir "vav". Yani, altı amentüsü (Amentü, Türkçede inanmak, iman etmek anlamına gelir.) inanan insanın. Altı yaradılış hikâyesi, koca kâinatın... Vav harfinin kâinatı temsil etmesi de bu yüzden. İslam âlimlerine göre Allah kelimesinin tasavvufta karşılığı "66" sayısı... Birbirine kenetlenmiş iki vav harfi, Rabb'imizi temsil ediyor yani. Vav bir başına değil de başka bir vav ile bir araya gelip de Allah'ı anlatıyor. İşte bundan 'vav'ın birliği, dirliği, beraberliği ve haddini bilmesi...

Osmanlı döneminde padişahın namaz kıldığı yeri, hünkâr mahfilini düşünün. Bu makamın kapısı bir insan boyundan çok daha kısa olurmuş. Kapısının üzerinde ise iki "vav" harfi, 66 ifadesi, yani yüce Allah'ın isminin sembolü muhakkak bulunurmuş. Padişah başını eğsin, kul olduğunu bilsin, ayakları yere bassın diye... Çünkü bu âlemi yaratan, sonsuz kudret sahibi Allah (cc) var; unutmasın diye...

Vav harfi, alfabeyi oluşturan diğer harfler kadar kutsal olmakla beraber, yine de kendisine yüklenen anlam itibarıyla farklılığını, gücünü hissettirir. Topkapı Sarayı'nda yer alan 'lale' ile ilgili ilginç bir detay vardır. Çiçekleri anlatan bir kitapta, çiçek isimlerinin yanında tasavvufi yaklaşımla mahlas isimler de vardı. Mesela 'nergis' çiçeğinin yanında "Peygamberin Gözü" yazmaktadır. 'Vav' harfi için de tasavvufi yaklaşımda, "Allah'ın gözü üzerinde" yorumu yapılır. Son zamanlarda yapılan cami ve mescit kalem işi süslemelerinde, kubbelerde 'vav' harflerinden oluşan kompozisyonlar, bu anlam yüklenerek mekân süslemelerinde kullanılıyor.

(www.ailehaber.com sitesinden alıntıdır.)

Top