Mübarek Ramazan ayı içersindeyiz. Bu ayın fazilet, rahmet ve bereketinden istifâde etmeyi Cenâb-ı Allah cümlemize nasib buyursun.
Bu ayın feyiz ve bereketi ifade buyurulurken; Peygamber Efendimiz “Ümmetim Ramazanda ne türlü hayır ve bereketin olduğunu hakkıyle bilselerdi, bütün senenin Ramazan olarak devam etmesini isterlerdi” demiştir. Oruç tutanlar hem dinin icaplarını yerine getirmiş olur hemde sıhhat kazanmış olurlar. Tabiiki bu ay sadece oruç tutma ayı değildir. Sadaka ve zekat ayı, hayırları daha fazla yapma ayı, kötülükleri hiç yapmama ayı olarak değerlendirilmelidir. Çünkü hayırlara kat kat ecir ve mükafaat verilirken şerlerin de cezası katmerli olacaktır. O bize hatırlatmıştır; “Ey hayır sahibleri hayırlarınızı arttırınız, ey şer sahibleri sizde şer islerinizi kısınız.”
Bu münasebetle, dilin korunması, gözlerin korunması, kalbin korunması lâzımdır. Kazancının helâl olmasına dikkat etmek, kul hakkı üzerine geçirmemek, sahtekârlık yapmamak, doğru sözlü olmak, yalan söylememektir. Böylece bütün azalarımıza oruç tutturmakdır. Bu şekilde bir ay boyu kazandığımız iyi huyları ömür boyu devam ettirmektir. Oruçtan maksat budur. Salih bir kul olmak, herkese faydalı olmaktır. Receb ve Şaban ayları Ramazanın müjdelendiği aylardır. Taksim taraf-ı ilahiden de öyle yapılmıştır. Receb Rahmanî ay, Şaban Muhammedî ay, Ramazanda ümmet-i Muhammed’in ayıdır. Bunlar insanlığa bir lutuf ve ikramdır. Bu aya fazilet kazandıran bir çok sebebler vardır. O sebebleri de veren yine Cenab-ı Allah’tır. İçinde Kadir Gecesinin gizlenmiş olduğu, Kur’an-ı Kerim’in bu ay da nazil olmaya başlamış olması Ramazanın mânâ ve ehemmiyetini artırmıştır. İnsanlık hep O’na muhtaç Çünki O’nun mülkünde yaşıyor.
Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Resulullah (S.A.S.) şöyle buyurmuştur; “Ramazan gelince Rahmet kapıları açılır. Cehennemin kapıları kapatılır. Şeytanlar zincire vurulur.” Bu hadis muttefekun aleyh bir hadisdir. Diğer bir hadis-i şerifde ise; “Ramzanan’ın ilk gecesi gelince, şeytanlar ve cinlerin azgınları bağlanırlar” diye buyurulmuştur. Bu hadisi de, Tirmizi, Neseî, ibn-i Mace, Ahmet b. Hanbel rivayet etmişlerdir.
Bu arada şunu hatırlatmak gerekir ki, hadisler bu kadar sağlam bir şekilde bizlere nakledilmiş, zayıfsa zayıf, hasense hasen, mevzu ise mevzudur denilerek kitablara geçmiş olduğu halde, bazı mürtedler, hâlâ Peygamberimizin hal akval ve takrirden müteşekkil hadislerini hafife almakta, bunları inkâra yeltenmektedirler. Bu korkunç bir fitnedir, mukaddes dinimize yönelik tahrib hareketidir. Bunun başında bütün batılların, tahrif edilmiş yahudilik ve hrıstiyanların olduğunu görmemek ve anlamamak mümkün değildir.
Özellikle bu mübarek ayda medyada, gazetelerde zehirlerini kusmaktadırlar. Bir müslüman olarak da burada bunları hatırlatmayı ve bunlardan kendimizi, ailemizi, çevremizi korumayı tavsiye ederim. Bunlar çevrelerimizi bozup yıkmaya çalışanlardır. Siz müslümanlar da onları dinleyerek, kendinizi meşgul etmeyin. Onlar Allah’a ve Resulune ve bütün müslümanlara harb açmışlardır. Fakat bilinmektedir ki, Cenâb-ı Allah mağlub edilemez.. “La gâlibe illellah”dır.
Tekrar hadislere dönerek bir iki hatırlatmayı yapmakda fayda vardır. Belirtildiği üzere şeytanlar zincirlere vuruluyorlar. Burada kötülük tamamen ortadan kalkıyor, onların zincirlenmiş olmaları hareket alanlarını daraltıyor, günah yapma hızlarını düşürüyor ve kötülükler azalmış oluyor. Burada yine okuyucularımıza, Peygamberimizin, mübarek fem-i saadetlerinden şu müjdeleri hatırlatalım. Yalnız bu hadisi Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş, hadis hasen’dir denilmiştir. Bu konuda bir ikaz da yapmak istiyorum. Hadis hasendir, mevkufdur... Gibi deyimler, usulu ilgilendiren şeylerdir, onları oradan öğrenmek lazımdır.
Ebu Hüreyre (r.a.)’dan rivayet olunduguna göre, Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuşdur:
“Ümmetime, onlardan önce hiçbir ümmete verilmeyen beş özellik verildi. Bunlar:
- Oruçlunun ağzının kokusu, Allah katında, misk kokusundan daha iyidir.
- Oruçlu olanlar, ouçlarını açıncaya kadar melekler onlar için istiğfarda bulunurlar.
- Cenâb-ı Allah (c.c.) hergün cennetini süsleyerek ona:”Benim salih kullarım rızık derdinden ve sıkıntıdan kurtulmak üzereler ve onlar sana yakında geleceklerdir”, der.
- Şeytanların azgınları, Ramazan ayında, Ramazanın dışında kötülüklerini yaymak için gittikleri yerlere gidemiyecek şekilde zincire vurulurlar.
- Bu ayın içinde bir gecenin sonunda onlara mağfiret olunur.
Onu dinleyen Sahabeler sordular; Ya Resulellah o gece Kadir gecesi midir? Peygamberimiz (s.a.s.): Hayır, ama amel edene amelini bitirdiğine ecri tam olarak verilir, buyurdular.
Sözlerin en güzeli, Cenâb-ı Allah’ın Kelamı, sonrada O’nun elçisininkilerdir.
Ramazan ayı bütün insanlığa hayırlar getirsin, onların kurtuluş ve hidayetine vesile olsun inşaallah.
Ramazanınız müberek olsun.