Günümüzde yoğun şekilde yaşanan kültürlerarası mücadele ortamında, İslâm kültürünün kendi özelikkleri içinde kalabilmesi ve Müslümanların ondan bu kapsamda yararlanabilmesi, “sünnet”in ve “sünnete bağlılık” meselesinin yeniden tetkikini zorunlu hale getirmiştir.
Bunun için öncelikle İslâm Dinini, teori ve bilhassa pratik olarak sağlıklı bir şekilde öğrenmek gereklidir. Bu da ancak ilk nesli incelemekle mümkündür. Zira sahâbe dönemi, zengin bir İslâmî yaşayışın inkâr edilemez kesinlikte görüldüğü dönemdir. Sünnete bağlılığın ne olduğunu, nasıl uygulandığını en iyi anlamamıza yardımcı olacak nesil, sahâbe neslidir.
Resûl-i Kibriyâ’yı (sallallahu aleyhi ve sellem) bir şey söylerken veya yaparken gören sahâbe, onlarıaynen uygulamıştır. Zira onlar, Allah’ın rızasının, ancak Resûlullah’a bağlılıkla mümkün olabileceğini bilmektedirler. Bu açıdan sahâbe, sünnetin sadece nakledicisi değil, aynı zamanda sünneti yaşayanlardır.
***