Abdülkerim Kuşeyri;
Hazırlayan: Süleyman Uludağ
Dergah Yayınları
Masiva (Allah Taala'nın dışında her şey) ile kalbi rabıta (ilgi) yi kesmek ve her an Allah'ın huzurundaymış gibi davranmak şeklinde tarif edilen tasavvuf, İslami ilimler arasında 'çok yönlülük' açısından müstesna bir hüviyete sahiptir. Kuşeyri bu hüviyeti aksettirmeye çalışan müelliflerin başında gelmektedir...
Elinizdeki Risale Kuşeyri'den önceki tasavvufi hayatın bir özeti olduğu gibi Gazali başta olmak üzere kendisinden sonra bu sahada fikir yürüteceklere de ışık tutmuştur.
Bilindiği gibi her ilmin klasikleri vardır. Bu temel eserlerin tesir ve yaygınlığı da farklı farklıdır. Tasavvuf klasiklerine bu açıdan bakıldığında Abdülkerim Kuşeyrî tarafından kaleme alınan Risâle, hemen öne çıkmaktadır. Nişabur (İran) doğumlu olan yazar 437/1045 yılında bu eseri kaleme almıştır. 465/1072’de doğduğu şehirde vefat etmiştir. Kuşeyrî Risâlesi, dört bölümden meydana gelmiştir. İmam Kuşeyrî birinci bölümde hocası Sülemî’nin izinden giderek 83 sûfînin kısaca hayat hikâyesini ve bazı menkıbelerini bir araya getirmiştir. Bu bölüm; İbrahim b. Edhem, Zünnûn Mısrî, Fudayl b. İyaz, Mâruf Kerhî, Serî Sakatî gibi ilk sûfilerle başlar, yazarın yaşadığı yüzyılın sûfileriyle sona erer: Büşencî ibn Hafîf, İbn Ata, Husrî, Nasrabâzî, Ebû Osman Mağribî… İkinci bölümde, tasavvufî ıstılahlar ele alınmıştır. Vakt, makam, hal, havâtır, vârid, şâhid, nefs, ruh, sır gibi tek kelimelik terimler izah edildiği gibi ikili üçlü terimler de karşılaştırılmalı olarak tanıtılmıştır. Kabz-bast, heybet-üns, tevâcüd-vecd, cem-fark, fenâ-bekâ, gaybet-huzur, sahv-sekr, zevk-çile, mahv-isbat, şeriat-hakîkat. Üç terimin birlikte açıklanması da var: Tevacüd-vecd-vücûd, levâih-tevâlî-levâmi, ilme’l-yakîn-ayne’l-yakîn, hakka’l-yakîn… Üçüncü bölümde, makam ve haller başlığıyla bu konuya devam edilmiştir. Tasavvuf ahlâkı diye isimlendirilmesi de mümkün olan bu bölüm; tevbe, mücâhede, halvet, uzlet, takva, verâ, zühd, havf, recâ ile başlamakta şu terimlerle sona ermektedir. Mârifetullah, muhabbet, şevk, şeyhlere hürmet, semâ, kerâmet, rüya. Kuşeyrî’nin Risâle’sinde çizdiği çerçeve, bin yıldan beri otoritesini sürdürmektedir. Onun tasavvuf kültürüne bakış açısı, bütün İslâm dünyasını etkilemiş ve yönlendirmiştir. Şathiye, melâmetiyye ve vahdet-i vücûd gibi tartışmalı konulara ilgi duymaması, bunları sükûtla geçmesi de onun önemli özelliklerinden biridir. Risâle’nin son bölümü, Müridlere Tavsiyeler başlığını taşımaktadır. Risâle’yi ilk defa Ebû Yahya Ensâri (öl.926/1520) şerhetmiş, Mustafa Ârûsî, Sedidüddin İskenderî ile Mahmud Hüseynî onu takip etmiştir.
Zevkle ve hayretle okunacak bir eser.